Malum şu sıra astrologlar çok gözde... Bir astroloğun "
2021'de Suudi sarayı karışacak" dediğini siyasal tarihçi dostuma aktardım. Cevabı şöyle oldu: "Suudi sarayı bu yıl pek sakin olacak, kimse kimseyi doğrayıp çöpe atmayacak, prensler hapsedilmeyecek, diyen bir astrolog olursa haber ver abi. Esas bu ilginç olur!"
***
Astrologların yaptığını biz yapsak, kimse kulak vermez... Yani geleceğe dair
tahminlerini sıralarken on cümle kuracaksın,
dokuzu "
Güneş ve Jüpiter kavuşumu, Onuncu evi Mars'ta olanlar, Satürn'ün beş derecelik açısı" gibi anlaşılmaz şeyler olacak
ve kalan tek cümleyle herkesin gönlünü
çalacaksın... Tabii o cümleler bir
tür hipnotik etkiye sahip. Hele ardından
kehanet geliyorsa... Uzun lafın
kısası, her şey geçen yüzyılın
başlarını andırıyor;
büyük sosyal dönüşümler, yükselen ezoterizm ve astroloji, kıyamet beklentileri, vd.
***
İnsanlık, ilaç endüstrisini hak ettiği gibi sorgulamaya fırsat bulamadan pandemi patlak verdi. Şimdi belki de iş işten geçti. Davos konuşmalarına baksanıza... Kovid- 19 aşısının üreticilerinden
Astra-Zeneca'nın tepe yöneticisi Pascal Soriot iyilik perisi gibiydi. "Herkes güvendeyse, biz de güvendeyiz. Sağlık çok değerli bir şey, onu büyük bir kazanç kapısı olarak görmemeliyiz" gibi şeyler söyledi. Ancak ettiği bir laf var ki, ürpertici: "
Artık insanların hastalanmasını beklemek yerine, hastalanmadan harekete geçmeliyiz." İlk bakışta çok doğru bir önleyici tıp ifadesi gibi görünüyor. Ancak son bakışta "sağlıklı insanlara önlem diye kimbilir, neler yapacaklar!" diye düşündürüyor.
***
Geçen hafta herkes
Kanada'nın ihtiyacı olandan altı kat fazla aşı almasını konuştu. Olaya hep "zengin
ülkelerin aşı konusunda da açgözlü davranması"
üzerinden bakıldı. Bilmiyorum,
belki de böyle yaparak sarsıcı bir gerçek
gizleniyor. Devletler
salgının çok uzun süreceğini ve tekrar tekrar aşılama
kampanyalarına ihtiyaç duyulacağını
"
biliyor" olamazlar mı? Öyle ya, aşıların
etki süreleri belli değil. Uzun bir salgın,
birkaç aşılama kampanyası gerektirebilir.
***
Global ölçekte yapılan araştırmalar, insanların ekonomik krizden pandemi kadar korktuğunu gösteriyor. İlginçtir, kitlelerin gözünde "
tehdit sıralaması"nın en dibinde
ekolojik sorunlar yer alıyor.