"
Ölü el operasyonu" diye bir şey duydunuz mu?
Bir karşı nükleer saldırı konsepti bu...
Duyup da ne yapacaksınız gerçi? Sade insana böyle şeyleri soran mı var?
Barışı da savaşı da masaya koyup "Hangisini tercih edersiniz?" diye soruyorlar mı kitlelere?
***
Fakat
fillerin tepişmesi bazılarımızın kafasına dank ediyor işte!
Bir tür
ayılma hâli...
Ama sonuçta
Netflix dizisi izler gibiyiz.
Hepsi o kadar!
Ve dizinin
"yeni sezonu" çok heyecanlı...
***
Malum,
Rusya geçen hafta el yükseltti ve nükleer caydırıcılık eşiğini düşürdü.
Yani şöyle...
Nükleer silaha sahip olmayan bir ülke (mesela Ukrayna) nükleer silaha sahip bir ülkenin yardımıyla saldırırsa, Rusya bunu müşterek saldırı kabul edecek ve nükleer kullanabilecek...
Lakin ilginçtir, ilk kez Batı bir bütün olarak Putin'in nükleer tehdidine
sinek vızıltısı muamelesi çekti.
Hatta Birleşik Krallık,
"Bu gece derseniz, bu gece savaşa gireriz" açıklaması
yaptı.
Gidişata bakın!..
***
Şimdi yeryüzünün sade insanları ne yapsınlar?
Enflasyon ve gündelik endişeler anaforuna devam...
Azıcık ağız tadı için kendinden geçmelere devam...
İyice dünyevileşmiş inançlarla teselli peşinde koşturmacaya devam...
Elden ne gelir!
Sonra da gelsin insan iradesi, insan özgürlüğü üzerine nutuklar...
***
"Ölü el/ Dead hand operasyonu" demiştim ya yukarıda...
Ben de yeni öğrendim...
ABD, bir savaş durumunda
yüksek yıkıcılıkta konvansiyonel bir saldırıyla Putin ve generallerini yok ederse, Rusya otomatik olarak cevap verecek
bir misilleme mekanizması üretmiş...
Sistem, Moskova'dan daha önce belirlenmiş saat dilimi içinde talimat almazsa, harekete geçip binlerce balistik füzeyi Amerika'ya doğru fırlatıyormuş...
Yani diyorlar ki,
"Başımızı yok etseniz bile elimiz sizi öldürmeye yeter".
***
Şüpheniz olmasın, bu ürkütücü ve heyecanlı "dizi" sürecek...
Kuşkunuz olmasın...
Gösterime girdi bir kere...
İzlerken, içinizden "Biz neyiz?", "Bu dünyadaki amacımız ve görevimiz ne?", "İnsan, bugün insan mıdır?" türünden sorular sorarsanız, yanarsınız!
Ama sorun yine de...
Yanın biraz!
***
NOT DEFTERİ
Bir ara ölümden kaçmaya çalışırken yirmi tane sahte kimlik çıkarmıştım kendime. (EMILE AJAR / Yalan Roman)