Al/Götür
Şehrin bazı semtlerinde adım başı rastladığımız sevimli kafelerin hayatta kalma şansları var mı? Bazıları ultra lüks havalardaydı ama çoğunun mutfağından, duvarlarından, koltuklarından bile geçim sıkıntısının izleri akmaktaydı.
Peki AVM'lere can veren ve şehrin buluşma noktaları olan kafeler ne olacak?
Bitti mi her şey?
Biliyorum, "Elbet bir gün açılacaklar" diyorsunuz içinizden...
Ama bir yandan da şüphe içinizi kemiriyor.
Soru şu: Hayata dönebilenler nasıl dönecekler?
***
Belki de bunları çok yıllar önce, yeni kahve zincirleri elimize karton bardaklar tutuşturduğu zaman düşünmeliydik.Her şey pandemiyle başlamadı yani...
Ama belli ki pandemiyle tamamlanacak! Amerikan dizilerinde salatasını paket yaptırıp yakındaki parka öğlen yemeğine koşturan tipleri görünce dalgacı biçimde gülümsüyorduk.
Şimdi halimize bakın!
Metroya inen merdivenlerin başındaki beton banklarda izdiham halinde oturup burger, salata, patates kızartması atıştırıyoruz.
Demek ki, neymiş?
Trendler, modalar, davranış kalıplarının değişimi falan o kadar da tesadüf değilmiş...
Sosyal mühendislik denilen şey zaten hesaplarını bu "tesadüf"leri kullanmak üzerine yaparmış...
***
Geçen salı çıkan "Açılacaklar mı?" yazım üzerine arayanlar, mesaj atanlar oldu. "Aynen açılmak hayal oldu, tamam ama ekonomik mecalimizin yettiği kadarıyla nasıl bir düzenleme yapmalıyız?" diye soran işletmeci arkadaşlar vardı.Malum, şimdi "uzmanlık" çağı.
Her şeyin (nasıl oluyorsa) bir "bilim insanı" var falan...
Ben sadece yorumcuyum.
Son aylarda bu konuda çıkan bilimsel makalelere göz atıyorum...
Ve şundan eminim; 2025'e kadar yeme içme düzenimiz değişecek, değiştirilecek.
***
İlk ferahlamada (ki öyle bir ihtimal var mı, şüpheli) eskiye dönmüş gibi görünebiliriz ama bunu aldatıcı bir "geçiş" dönemi saymalı.Çok net bir şey var: Pandemi hem tercihlerimizi, hem de davranış kalıplarımızı hızla değiştiriyor.
Bir kere geniş mekânlar ve "self-service" sisteminin yaygınlaşmasından geriye dönüş yok!
"Al/götür" sistemini işletmeleri yaşatacak geçici bir çare olarak anladıysanız, fena yanılıyorsunuz.
Sürekli alıp götüreceğiz.
Ya da getirecekler?
Nereye?
Eve mi?
İşin o yanındaki cevaplar pek tatsız...
Şimdi bütün bunları düşünme ve hazırlanma zamanı...
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
- ABD’yi konuşmaktan mı korkuyorsunuz? (18.11.2024)
- ‘Ben... şey... inanacağım’ (17.11.2024)
- Haftanın notları: Maneviyat ölünce... (16.11.2024)
- Son... Bahar (15.11.2024)
- Nükleer ciddiyet! (14.11.2024)
- Hangi aile? (12.11.2024)
- Sahnede ne var? (11.11.2024)
- Gördüm (10.11.2024)
- Haftanın notları: Yeni pandemi gelir mi? (09.11.2024)
- Gündem değil, temel mesele! (08.11.2024)