HAŞMET BABAOĞLU

Neden bu kadar pervasızlaştılar?

Şimdi pek kullanılmıyor...
"Sigorta acentesi" terimi bile yavaş yavaş sahalardan çekiliyor.
Eskiden çarşıya, pazara, hana girdin mi tabelalarda görürdün...
Acente...
Şunun acentesi, bunun acentesi...
Çok şey anlatırdı bu kelime.
Çünkü büyük ve genellikle de yabancı bir şirketin Türkiye'deki, şu şehirdeki, bu semtteki, o çarşıdaki "acentesi" olunuyordu.
Tam tanımı şöyle: "Bir başkası adına, onun vekili olarak iş gören kimse."
Latince kökeni "agens", yani bildiğimiz "ajan" aslında...

***

Bir de "distribütör" var, malum.
O da kelime olarak "dağıtıcı" demek.
Latince "distribuere", yani "dağıtmak"tan geliyor.
Eskiden ticari hayatta "ithal ürünlerin iç piyasada toptan satıcısı" anlamında kullanılırdı.
Mesela Türkiye'nin ilk zenginleri istisnasız biçimde işe distribütör olarak başlamışlardır.
Dışarısının içerideki satıcıları olarak yani...
Fabrikalar, üretim falan hep sonra ve distribütör kazançlarıyla geldi.
Petrol şirketi distribütörlüğü, kamyon distribütörlüğü, lastik distribütörlüğü, vd.

***

Ee, bunları niye mi yazdım?
Şundan...
Acentelik, distribütörlük, ithal mal bayiliği bitmedi...
Politika sahnesinde devam ediyor çoktandır.
Hem de çok büyük çapta...
Bazılarımız Türkiye'de muhalefet diye bir şey var sanıyorlar.
Fena yanılıyorlar.
Anlayın artık! Belki şimdi şimdi anlamaya başladınız.
Politikayla falan doğrudan alakaları kalmadı.
Yaptıkları basbayağı acentelik, bayilik, distribütörlük...
Bu yolla dışarıdaki abilerinin bir gün onları iktidara taşıyacağını hesaplıyorlar.
"Zaman yaklaştı" heyecanı içindeler.

***

Silahlı kuvvetlerimizin en atak, en güçlü çıkışlar yaptığı bir dönemde...
Askeri sanayimizin bütün dünyaya parmak ısırtmaya başladığı bir dönemde...
Doğrudan orduyu hedef alacak kadar pervasızlaşmaları neden sanıyorsunuz?
Gözleri o derecede karardı.
Çünkü hepsine acentelikleri hatırlatıldı.
İradeleri çoktan küreselci merkeze bağlanmış durumda...
Ruhları Akdeniz'de insani yardım taşıyan şilebimize baskın yapan Alman savaş gemisinin komutanlarına teslim..

***


NOT DEFTERİ
Savaşı, ne zaman savaşıp ne zaman savaşmayacağını bilen kazanır. Savaşı, elindeki zayıf gücü de kuvvetli gücü de nasıl kullanacağını bilen kazanır. Savaşı, ordusunun bütün kademelerinde aynı canlılığı taşıyan kazanır. (SUN Zİ / Savaş Sanatı)

Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
X
Sitelerimizde reklam ve pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi amaçları ile çerezler kullanılmaktadır.

Bu çerezler, kullanıcıların tarayıcı ve cihazlarını tanımlayarak çalışır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

Bu çerezlere izin vermeniz halinde sizlere özel kişiselleştirilmiş reklamlar sunabilir, sayfalarımızda sizlere daha iyi reklam deneyimi yaşatabiliriz. Bunu yaparken amacımızın size daha iyi reklam bir deneyimi sunmak olduğunu ve sizlere en iyi içerikleri sunabilmek adına elimizden gelen çabayı gösterdiğimizi ve bu noktada, reklamların maliyetlerimizi karşılamak noktasında tek gelir kalemimiz olduğunu sizlere hatırlatmak isteriz.