Dünyayı nasıl bir 2021 bekliyor?
Bir ferahlık arıyoruz, bir çıkış kapısı gözlüyoruz çünkü...
Ama şu sıkıntılı günlerde salgın hastalık uzmanlarının, iktisatçıların, sosyal bilimcilerin, uluslararası ilişkiler tayfasının dediklerine ciddi ciddi kulak vermek de insanın içinden pek gelmiyor.
Nereden bakarsanız bakın...
Muğlaklık zirve yapmış halde...
Maalesef "Yeni Çağ gizemciliği" için koşullar pek uygun.
Belki o yüzden astrologlar şu sıra pek popüler...
Düşünebiliyor musunuz?
İki anlaşılır cümle için dakikalarca Uranüs-Neptün dik açısı üzerine uyduruktan bilimsellik cakası çekiyor insanlar.
***
Önce sabır gerek bize...Ama sonra da hem zihinsel hem de yaşam tarzlarımızla 2021'e hazırlıklı olmalıyız.
Bu çerçevede haftalardır okuduğum makalelerden çıkardığım üç konuyu buraya aktaracağım.
İlk mesele elbette aşı konusu...
Devletler için önünü görmeye başlama imkanı...
Öyle anlaşılıyor ki, kısa sürede çok sayıda aşı piyasaya sürülecek. (Yedi ay önce uzmanların "o kadar çabuk gelmez" dedikleri "gelecek" geliverdi ama kimsenin bunu tartışmaya mecali de, cesareti de yok!)
Net olan şu...
2021 bazı uzmanların deyimiyle "aşı diplomasisi", hatta "aşı savaşları"yla geçecek.
Senin aşın, benim aşım ve "kimler aşılanacak?" kavgasını hafife almayın, ciddi kamplaşmalara neden olacak...
***
İlkbaharda dev şirketler ötekileri küçük veya orta demeden yutmaya başlayacaklar...Geleceği olmayan şirket ve sektörler için "suni solunum" çabalarına son verilecek.
Bu tabloyu sadece makro ekonomi açısından değerlendirmek yanılgı olur.
Mesela...
Bir yıl daha krizi kaldırabilecek sermaye yapısına sahip kahve zincirleri kendi yağıyla kavrulan mahalledeki kahve dükkanını da, pastaneyi de zorlayacak.
***
Dijital eğitimden, dijital alışverişten ve en önemlisi dijital uygulamaların tahakkümünden kurtulacağımızı sananlar varsa, yanılıyorlar.
Geri dönüş yok.
Durmak yok.
Yüz yüze iş yapmak mı?
Eh, belki nostaljik eylem olarak...
*
Yazılarımı eleştirecekler için önemli not
Önce doğru düzgün okuyun...
Sonra istediğinizi yazın.
Ancak yazdıklarımı çarpıtarak alıntılamak ayıptır.
Ayrıca saygı bekleyenler, buna yaşın başın yetmediğini bilmeli ve önce onlar da asgari ölçüde saygılı davranmalılar.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
- ABD’yi konuşmaktan mı korkuyorsunuz? (18.11.2024)
- ‘Ben... şey... inanacağım’ (17.11.2024)
- Haftanın notları: Maneviyat ölünce... (16.11.2024)
- Son... Bahar (15.11.2024)
- Nükleer ciddiyet! (14.11.2024)
- Hangi aile? (12.11.2024)
- Sahnede ne var? (11.11.2024)
- Gördüm (10.11.2024)
- Haftanın notları: Yeni pandemi gelir mi? (09.11.2024)
- Gündem değil, temel mesele! (08.11.2024)