Çin dönüp arkasına hepimize el mi sallıyor?
Daha şubat ayının ortalarıydı...
Dünya Sağlık Örgütü'nün diğer ülkelere "Aman Çin'e hava trafiğini kesmeyin!" diye yalvardığı günler yani...
İşte o günlerden bir görüntü şöyleydi...
Çinli görevliler bir evin kapısını çalıyor ve içeridekilere sesleniyor: "Bizdeki dijital verilere göre, virüs kapmış biriyle aynı uçakta yolculuk yapmışsınız, sizi karantinaya alacağız."
Evdekiler şaşkın.
"Son yolculuğumuzdan bu yana 14 gün geçti" diye itiraz ediyorlar ama dinleyen yok tabii.
Eh, karantinaya gitmeyenin kapısına çivi çakıldığını da gördük.
***
Bugünkü tabloyu ise meraklısı biliyor...
Hayır! Salgının patlak verdiği Vuhan'daki havuz partisini hatırlatmayacağım.
Ya da Şangay gibi büyük şehirlerin caddelerini dolduran kalabalıkları ve gündelik hayatın tam tekmil tekrar normale dönüşünden dem vurmayacağım.
Asıl önemli ve belirleyici tablo ekonomide...
Mesela Çin'in ağustos ayı ihracatı (dikkatle okuyun!) geçen yılın aynı ayına göre yüzde dokuz buçuk arttı.
Uzatmayacağım ama şunu söylemek mümkün; sonbahar rakamları da böyle gelirse 2020'de dünyada ekonomisi küçülmeyen tek ülke Çin olacak.
(Elbette "Efendim, düşük oranlı büyüme Çin ekonomisi için küçülmedir" deyip duran ekonomistleri sınıftan dışarı çıkartıyoruz, çünkü nasıl bir yıldan bahsettiğimizi anlamazdan geliyorlar.)
***
Peki niye bu iki tabloyu alt alta yazdım?
Çünkü pandemi ne yazık ki, dünyanın karşısına bir "model" koydu.
Komplo falan değil.
Zihnimizi karıştıran fakat çırılçıplak bir gerçeklik bu...
Hatta ilerde canımızı yakacak sert bir hesaplaşma...
Bir yanda, Trump'la birlikte küreselcilere sırtını dönmüş ABD'nin pandemi yoluyla sefil edilişi...
Bir yanda, birbirlerinin maske ve solunum cihazlarını çaldığı gerçeğini unutmayı başaramayacak Avrupa ülkeleri...
Bir yanda, topraklarını Çin'e kiralamış, yakasını hala Fransa ve ABD'den kurtaramamış ve sağlık sistemi çok zayıf Afrika'nın başına gelecekleri kurbanlık gibi bekleyişi...
Bir yanda da Çin...
***
Yazıp çizecek, konuşacak, kafa patlatacak çok şey var...
Ama doğruya doğru...
İtiraf edeyim ki...
Artık her lafa "hıh, yine mi komplo teorisi?" diye burun bükerek yaklaşanlara da bir şaplak patlatma isteği büyüyor içimde.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
- ABD’yi konuşmaktan mı korkuyorsunuz? (18.11.2024)
- ‘Ben... şey... inanacağım’ (17.11.2024)
- Haftanın notları: Maneviyat ölünce... (16.11.2024)
- Son... Bahar (15.11.2024)
- Nükleer ciddiyet! (14.11.2024)
- Hangi aile? (12.11.2024)
- Sahnede ne var? (11.11.2024)
- Gördüm (10.11.2024)
- Haftanın notları: Yeni pandemi gelir mi? (09.11.2024)
- Gündem değil, temel mesele! (08.11.2024)