Bu pişkin ecnebilik, bu sırıtkan çürüme...
Sonra düşünüyor, daha kaç kez kızabilir, kaç kez öfkelenebilirim diye...
İktidara muhalifim kisvesi altında vatanına düşmanlık yapmayı meslek edinenlere...
Gitgide histerikleşen ruh çürümesine...
Ne öfkelenmenin faydası var, ne de söylenip durmanın.
***
İnsan üzülüyor sonunda...Salgını bile memleketinin üzerinde tepinmek için fırsat bilip yalan dolan peşinde koşanları görünce üzülüyor.
Bu çürümüşlere değil tabii...
Böylesi bir çürüyüşe üzülüyor.
Buna tanık olan memleketine...
Memleketinin hala bunların elinden çekiyor olmasına üzülüyor insan.
***
Adam göğsünü kabarta kabarta "Amerikan gazetesine Türkiye'nin salgında yapması gerekip de yapmadıklarını anlattım" diye ortalığa ilan ediyor.Oysa nedir onlar, alt alta say desen...
Üç cümle sıralayamaz.
Ama misyonu her fırsatta memleketini horlamak...
Asıl derdi "oraya" memleketini şikayet etmek.
Halkına maske bulmaktan vazgeçtim, sağlık çalışanlarına maske, gözlük, önlük bulamayan ABD'nin medyasına, salgına en erken önlem alan ülkelerden biri olan Türkiye'yi şikayet ediyor.
***
Bu tayfayı durmaksızın gündemde tutan TV kanallarının niyetlerini ve onları izleyip polemik heyecanının tuzağına düşenleri gördükçe, kahrolmamak imkansız. ( Faruk Bildirici'nin dikkatine; bak yine tayfa deyip genelleştiriyorum, çünkü "genel"siniz, özel hiçbir yanı olmayan misyoner robotlar gibisiniz!)
Yok, anlatmayı beceremiyorum.
Bu sırıtkan, bu pişkin, bu politize ecnebiliği anlatmakta kelimeler kifayetsiz kalıyor.
Ne halleri varsa, görsünler!
*
NOT DEFTERİ
Bazıları hâlâ seçme özgürlükleri olduğunu hayal ediyordu. Oysa, işin doğrusu, o anda veba her şeyin üstüne çökmüştü. Böylece kişisel alınyazımız diye bir şey kalmamıştı artık; salgın ve herkesin paylaştığı duygular tarafından örüşmüş ortak bir tarih vardı. En önemli duygu birbirinden ayrı olmanın acısı ve sürgünlüktü. Bir de bütün bunların içerdiği korku ve altan alta başkaldırı.
(ALBERT CAMUS / Veba)
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
- Çığ (19.11.2024)
- ABD’yi konuşmaktan mı korkuyorsunuz? (18.11.2024)
- ‘Ben... şey... inanacağım’ (17.11.2024)
- Haftanın notları: Maneviyat ölünce... (16.11.2024)
- Son... Bahar (15.11.2024)
- Nükleer ciddiyet! (14.11.2024)
- Hangi aile? (12.11.2024)
- Sahnede ne var? (11.11.2024)
- Gördüm (10.11.2024)
- Haftanın notları: Yeni pandemi gelir mi? (09.11.2024)