HAŞMET BABAOĞLU

Her şey geçince geriye ne kalacak?

"Anne un alalım mı? Şuradan iki paket koyuvereyim arabaya..."
Genç kızın annesi önce başını "gerekmez" anlamında salladı. Sonra sesini alçaltıp şöyle dedi: "Biz böyle yapacağız, bizi gören başkaları da ikişer, üçer alacak, bunun sonu yok ki kızım!"
Dün akşamüstü meşhur ucuz marketlerden birinde, yanı başımda geçti bu konuşma.

***

Sonra üşenmedim, arabaya atlayıp meşhur ve seçkin süpermarketlerden birine gittim.
Evet, sırf ne oluyor diye bakmaya!
Millete 2002'den beri "makarnacılar" diye hakaret etmeye çalışan malum kesimin makarna stoklama arsızlığı anlatılır gibi değildi.
Dahası, otuzlu yaşlarında bir kadın talan edilmiş ıslak mendil raflarının önünde küçük oğlunun hatıra fotoğrafını çekmekle meşguldü.
Gözlerim bunu da gördü.

***

Şu yaşadığımız günler de geçecek elbet.
Salgın bitecek, panik halleri dinecek.
Peki o gün geldiğinde geriye bizden ne kalacak?
Sorunun toplumsal yanını iki aydır konuşuyoruz zaten, onu bir yana bırakın şimdi, kendimizden, tek tek bizlerden söz ediyorum.
"Yüzlerce insan ölmüş, saklıyorlar" türünden provokasyon cümlelerini ve alçakça ses kayıtlarını whatsapp gruplarında dolaştıranlar her şey gelip geçtiğinde dönüp bakacaklar mı kararmış ruhlarına?
Hani o yere göğe koyamadığımız kimliklerimizin cılızlığıyla şu günlerde yüzleşmeyeceksek, ne zaman yüzleşeceğiz?

***

Dikkatinizi çekmiş midir bilmem...
Birkaç gündür hastanelerin acil servisleri sakinleşip normalleşti.
Azıcık başı dönünce, nabzı biraz fazla atınca kendini acil servislere atanlar ortalıktan çekilmişler.
O konuda da ders gibi günler yaşıyoruz.
Bir hekim dostun deyimiyle, "Corona'yı önemseyemeyecek kadar sıkıntı çekenler gerçekten acilliktir."

***

Endişenin böyle ısrarla pompalandığı bir dönemde ve hele hele sosyal medya çağında "endişeden kaçının" demek anlamsız.
Fakat endişemizi yönetebilmemiz gerekiyor.
Bunun yolu da her şeyden önce davranışlarımız ve tercihlerimizden geçiyor.
Mesela kolonya kullanmak güzel ama "kolonyayla yıkanmak" akıllıca bir uygulama değil, kontrolsüz bir panik belirtisi...
Ve gülümsemek...
Birbirimize gülümseyelim.
"Bağışıklık sistemi" deyip duruyoruz ya...
Umut ve gülümseme de onun bir parçası.
Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
X
Sitelerimizde reklam ve pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi amaçları ile çerezler kullanılmaktadır.

Bu çerezler, kullanıcıların tarayıcı ve cihazlarını tanımlayarak çalışır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

Bu çerezlere izin vermeniz halinde sizlere özel kişiselleştirilmiş reklamlar sunabilir, sayfalarımızda sizlere daha iyi reklam deneyimi yaşatabiliriz. Bunu yaparken amacımızın size daha iyi reklam bir deneyimi sunmak olduğunu ve sizlere en iyi içerikleri sunabilmek adına elimizden gelen çabayı gösterdiğimizi ve bu noktada, reklamların maliyetlerimizi karşılamak noktasında tek gelir kalemimiz olduğunu sizlere hatırlatmak isteriz.