Garip çoban! Bizim hilalimiz batmaz, bunu unutma! (
SEVİNÇ ÇOKUM / Hilal Görününce )
***
Sanki durmak, dinlenmek Türk'ün nasibi değildi! Bir savaş biterken biri çıkıyordu. (
ÖMER SEYFETTİN / Yalnız Efe)
***
Zeytindağı'nın tepesindeydim. Lut denizine ve Gerek dağlarına bakıyordum. Burası Filistin'dir. Daha aşağıda Lübnan var, Suriye var; bir yandan Süveyş Kanalı'na, öbür yandan Basra Körfezi'ne kadar çöller, şehirler ve hepsinin üstünde bizim bayrağımız. Ben bu büyük imparatorluğun çocuğuyum. (
FALİH RIFKI ATAY / Zeytindağı)
***
Haklı ile haksızı seçme zorunda olana bir tek yol vardır; haklıyı seçmek. (
KEMAL TAHİR / Yol Ayrımı)
***
Düşmanın bir mi? Sen ona bir daha ekle. Üç mü, beş mi? Sen ona bir de kendini ekle ve üçse dört, beşse altı de. Ve sen sana düşmanların en çetini oldun, bunu böyle belle!. (
TARIK BUĞRA / Küçük Ağa)
***
Çakal yavruları bebek sesi çıkarırlar. (
JOHN STEINBECK / İnci)
***
Beşer sene aralıklarla dön bak, herkes bıraktığın yerde değil mi? Neden? Hep geçiştirdiğimiz için. (
ALEV ALATLI / Viva La Muerte)
***
Vakit vardır, bütün bir ayını bir meteliğe verirsin; vakit vardır, yarım saatine paha biçemezsin... (
L. N. TOLSTOY / Anna Karenina)
***
Çok az şeye sahip olan değil, çok şeyin özlemini çeken insan fakirdir... (
A. ALİ URAL / Güneşimin Önünden Çekil)
***
İnsanların hayatı bazen "netice" zannedildiği yerde tekrar başlar ve başlayacak görünen yerde birden kesilir. Biz ömürlerimizi akıp giderken seyretmeliyiz, asıl o zaman dikkate şayandırlar (
REFİK HALİT KARAY / İstanbul'un Bir Yüzü)
***
Onu, bu şizofren mekanlarda tanımış olmak bizi kandırmasın. İçimizde eşyanın süsüyle hiçbir şekilde avunabilecek basitlikte olmayan, üstün, muazzam, coşkun ve pek müşkülpesent bir deha yaratık var (...) Yeryüzünün bu en mağrur yaratığını bu mekanlar asla doyuramayacak. Çünkü değişmek ya da çıplak halimizin saflığına dönebilmek, oyalanmayla, avuntuyla geçiştirilecek, eşyaların bolluğuyla doyurulabilecek bir açlık değildir. İnsan olmanın tadı düşünceyle başlar. (
NİHAT GENÇ / İhtiyar Kemancı)