Gündelik hayat notları: Ciddi olamazsınız!..
***
Ciddiye aldığımız matraklıklar bitmek bilmiyor... Mehmet Öz'ün "kahvaltı yasaklanmalı" tezine şiddetle karşı çıkan bir uzman doğru kahvaltıyı şöyle anlattı medyaya: "Tam tahıllı bir dilim ekmek, az yağlı çökelek, bir tatlı kaşığı bal ya da pekmez..."***
Hıncal abi (Uluç) beni Avustralya'daki "göçmen" develerin başına gelenleri yeniden tartışmaya çağırmış. Biraz geç gördüm. Ama yazısında yeryüzünün belki de en ağır sömürgeci zulmüne uğrayan Avustralya kıtası yerlilerinin (aborijinler) şimdi nasıl iyi koşullar ve imtiyazlar içinde yaşadıklarını (!) ve develerin de onların isteğiyle öldürüldüğünü anlattığı paragrafı okuyunca pes ettim. Abi, tamam yemek yiyelim ama bu konuyu hiç açmayalım!Develer meselesi bana bir kez daha gösterdi ki, bizim entelijansiyamız da, ortalama okumuşlarımız da sömürgecilik ve sömürgecilik sonrası dünya konusuna aşina değil. Neredeyse, eğitimle oluşturulmuş bir körlük bu... Meseleleri Doğu-Batı karşıtlığı gibi anlamlı fakat çok problemli bir çerçevede ele almayı seviyoruz ama yeryüzündeki keskin nifak ve kopuşun nedeni olan kolonyalizmi ve mirasını görmek istemiyoruz. Israrlıyım; lise müfredatına kapsamlı bir sömürgecilik tarihi dersi eklenmeli...
***
Japon yönetmen Hirokazu Kore-eda'nın yeni filmi "Saklı Gerçekler" vizyona girdi. Nasıl film bilmiyorum. Ama meraklısına, yönetmenin 2018 yapımı "Arakçılar/Shoplifters" filmini internetten bulup izlemesini öneriyorum. Modern şehir, yeni yoksulluk düzeni, sosyal sınıf gerilimi ve şefkat... Filmde hepsi var. Eğlenmek istiyorsanız başka, o zaman uymaz!Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
- ‘Kıyamet kopmak üzere...’ (24.11.2024)
- Haftanın notları: Korka korka nereye? (23.11.2024)
- Ne oluyor, ne olacak? (21.11.2024)
- Çığ (19.11.2024)
- ABD’yi konuşmaktan mı korkuyorsunuz? (18.11.2024)
- ‘Ben... şey... inanacağım’ (17.11.2024)
- Haftanın notları: Maneviyat ölünce... (16.11.2024)
- Son... Bahar (15.11.2024)
- Nükleer ciddiyet! (14.11.2024)
- Hangi aile? (12.11.2024)