Cadılar Bayramı
"Cadımız yok ki, bayramı nasıl olsun" falan demeyin...
Çocuklar epeydir tercüme masallarla büyüyor, hepsinin dünyasında eli süpürgeli, kafası kukuletalı cadılar var.
Balkabağı deseniz, onu da son yıllarda tadı kadar görüntüsüyle de sevmeye başladık.
Hem Hollywood neyi sevdirmeye çalışmış da başaramamış! Üstelik gerçekten de sevimli şeyler...
Sonunda gele gele ünlü gazeteci babasının canlı yayında "Cumhuriyet Bayramı için ne düşünüyorsun?" diye sorduğu küçük kızın aklının Cadılar Bayramı'nda olduğunu gördüğümüz günlere geldik.
Muhafazakar kesim de çocuklarının gittiği kolejlerde çekilen kostümlü Halloween partilerinin videolarıyla sarsıldılar.
Tabii havada en kolayından "kültürel emperyalizm" (ne dahil değil ki ona?) klişeleri uçuşmaya başladı, veliler "ne olacak çocuklarımızın hali!" diye yine bir iki gün dövündü, sonra konu kapandı.
***
Telaşa düşmeden sorgulamak gerek...Nasıl oldu da bu kutlamalar kreşlere kadar indi?
Kostümlü parti hevesi nereden çıktı ve neden bir "eksiklik"miş de, Cadılar Bayramı bu eksiği kapatıyormuş gibi bir hava doğuyor?
İlginç olan şu ki...
Bugünlerde bazı Hristiyan gruplar ABD'deki Halloween çılgınlığına isyan etmeye başladılar. Bu bayramın 7. Yüzyılda papalığın ilan ettiği All Hallow's Eve / Azizler Günü'yle ilgisi kalmadığını; tamamen pagan ve okült özellikler kazandığını söylüyorlar.
İşin ilginci, Cadılar Bayramı iyiden iyiye İrlandalıların Amerika'ya taşıdığı "Ölüler Günü"yle karışmış durumda.
Balkabağı deseniz, o da işin en Amerikan yanı.
Çünkü daha önce bayramın kutsal sebzesi turpmuş.
***
Şurası kesin...Global popüler kültür olanca gücüyle üzerimize yükleniyor.
İşaretler, imajlar, inançlar bir ordu gibi zihinlerimizi işgal ediyor.
Ama kapılarımız hepsine açık değil.
O halde Cadılar Bayramı nasıl içeri süzüldü?
Bizdekiler öyle kült kutlamalar falan değil.
Hatta insanın asabını bozacak kadar eğreti bir taklitçilik taşıyorlar.
Düşünmeye şuradan başlamalı belki de...
Saf neşemizi kaybettik.
Toplumun bütün kesimleri çekip giden neşenin yerini gergin eğlencelerle doldurmaya çalışıyorlar.
Eh, sonunda...
Çocuklar, ergenler, gençler de ellerine tutuşturulan bütün eğlencelerden medet umar hale geldiler.
İyi de öğretmenlerine ne oluyor, diyeceksiniz.
Haklısınız!
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
- Ne oluyor, ne olacak? (21.11.2024)
- Çığ (19.11.2024)
- ABD’yi konuşmaktan mı korkuyorsunuz? (18.11.2024)
- ‘Ben... şey... inanacağım’ (17.11.2024)
- Haftanın notları: Maneviyat ölünce... (16.11.2024)
- Son... Bahar (15.11.2024)
- Nükleer ciddiyet! (14.11.2024)
- Hangi aile? (12.11.2024)
- Sahnede ne var? (11.11.2024)
- Gördüm (10.11.2024)