"Öyle insanlar vardır ki yalnızca bilmediğini bilmemekle kalmaz, her şeyi bildiğini iddia eder. Doktor değildir.
Fakat doktorları küçük görür. Önüne gelene ilâç tavsiye eder. Yanlış evlilik yapmıştır.
Fakat herkese evlilikte dikkat edilecek hususları öğretir. Bir ton para harcayarak ahır gibi bir ev yaptırmıştır. Fakat Mimar Sinan'ı beğenmez." Filibeli AhmetHilmi'nin (1865-1914) meşhur Amak-ıHayal'inden bu sözler...
Tabii o "akıllı olduğunu sanan bir deli"yi anlatıyor ama ben ne zaman bu cümleleri okusam kafamda sosyal medyadakihalimiz canlanıyor.
Facebook'ta, Twitter'da, Instagram'da kendimizi kaybedişlerimiz yani. Bu kadar az bilip bukadar iddialı olmak netür bir şaşkınlık hali? Heledurmaksızın başkalarını küçümsemeyedoyamayışın küçüklüğü!
***
Kaç gündür ortalıkta duran kabinvalizimi kaldırmak üzere elime aldığımsırada içinden nasıl güzel bir koku yayıldı,tarifi zor. Vakıflı köyünden aldığımsaf defne sabununu valizin içinde unutmuşum.
Çıkarıp baktım. Açık yeşil renkte, şekli bozuk koca bir kalıp. Ama bir anda Antakya Musa Dağı çevresinin güzelliklerine ışınlıyor beni... Derler ya hani, "koku hamil-i hatıradır", öyle işte!
***
Zamanın akıp geçişiyle kavga eden biri olmadım hiç; yaş almaktan rahatsız değilim. Ancak yaşlandıkça koku alma ve kokuları ayırt etme yeteneğimizi kaybediyor olduğumuz gerçeğine bozuk atıyorum.
80'li yaşlara varırsak, bizi bir tür "anosmia" (koku duyusundan yoksunluk) bekliyormuş.
Buna bozuluyorum işte!
***
Zaman zaman gençler "şu sıralarda hangi kitaplarını okuduğunu da yaz Haşmet abi" diyorlar. Yazayım. Aynı süre içinde birkaç kitap okuma alışkanlığımı sürdürüyorum. Başucumda Ergun Kocabıyık'ın "Dünyanın Fısıltısı: BirMecaz Olarak Doğa Kitabı" var.
Çantamda Mustafa Akar'ın "GezegeninTamahkâr Çocukları"nı ve BabelWardetzki'nin "Siyasette ve ToplumdaNarsisizm, Ayartma ve İktidar"ınıtaşıyorum.
***
Her yere kafe açılıyor, herkes kırk yıllık işini bırakıp yeme içme işine giriyor.
Ne olacak bu işin sonu bilemiyorum.
Şöyle bir şey belki: İki kafe sahibi başka bir kafeye gidip çay içip kek yiyor, sonra o kafenin sahibini de alıp yeni açılan bir lokantaya gidiyorlar... Moda,Arnavutköy gibi semtlerde durumşimdiden böyle ama gerçekten hoş kafeler var. Bir cumartesi burada sevdiğim kafeleri yazayım.
Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz. Ayrıntılar için lütfen tıklayın.