Gaddar bir tezgâh ve siyasi strateji...
Hem kamuoyu hem de devlet mutlak özenle yaklaşmalı...
Çünkü belli oldu ki, kötülüğü derinleştirme, toplumsal hoşnutsuzluğu yaygınlaştırma kampanyaları seçimden sonra da mülteciler üzerinden yürüyecek.
Açık örneğini üç gündür yaşıyoruz...
Zavallı bir köpeğin başına gelenlere dertlenen insanlar yalanlarla, kışkırtmalarla, abartılarla bir anda Suriyelilerden nefret etmeye yönlendirildiler.
Çalışılmış hareketler bunlar...
Meşhur komiklerimizden biri sosyal medyayı birbirine kattı.
Neymiş? Yalnız çocuklar yetmezmiş, aileleri de bulunmalı, "gereği yapılmalı"ymış...
Tabii hiç utanıp sıkılmadan araya "kendi çocuklarımızı doyuramazken, milyonlarca dolar döktüklerimiz" türünden cümleler sıkıştırmayı unutmamış.
Mesajının altına gelen "Suriyelileri asalım, keselim" tekliflerine aldırış etmeyecek kadar berbat bir ruh çürümesi...
Eh, Ürdün'den gelen bir video Sakarya'da gibi gösterilince "doğrusu ne?" diye soran yok zaten...
Daha net anlatmaya çalışayım...
Şunun şurasında dört yıl önce "İtalya Bayrağı bizi temsil etmiyor, zenginliğimizi güneylilerle paylaşmak istemiyoruz" diyen Kuzey İtalyalı siyasetçilere belli odaklarca "bırakın şimdi bunları, mültecilere yüklenin" tavsiyesinde bulunuldu.
Öyle yaptılar ve şimdi iktidar ortağı oldular.
Macaristan'ın liderinin durumu da aynı.
Geçmişte liberal politikalarla hükümet ettiği yılları kimsenin hatırlamadığı ve Steve Brannon gibi adamların "günümüz Avrupa'sının hakiki lideri" olarak gördüğü Viktor Orban artık seçimlerden yüzde 48 alarak çıkıyor.
Nasıl?
Mülteci ve Müslüman düşmanlığıyla...
Olay şu: Çok hızlı bir taban desteği sağlamanın yolu mülteci (yabancı) düşmanlığı...
Test edildi, anlaşıldı, onaylandı.
Düzeni değiştirmek ya da kaos yaratmak isteyenler artık bunu kullanıyor.
Kemal Kılıçdaroğlu, Muharrem İnce, Meral Akşener Suriyelileri hedef göstermeye çalışıyorlarsa, kulaklarına sürekli bu fısıldandığı için...
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
- ‘Kıyamet kopmak üzere...’ (24.11.2024)
- Haftanın notları: Korka korka nereye? (23.11.2024)
- Ne oluyor, ne olacak? (21.11.2024)
- Çığ (19.11.2024)
- ABD’yi konuşmaktan mı korkuyorsunuz? (18.11.2024)
- ‘Ben... şey... inanacağım’ (17.11.2024)
- Haftanın notları: Maneviyat ölünce... (16.11.2024)
- Son... Bahar (15.11.2024)
- Nükleer ciddiyet! (14.11.2024)
- Hangi aile? (12.11.2024)