Şimdi oturup Boğaz'ın Anadoluyakasında sonbahar yağmurunauyanmanın ne güzel olduğunu yazmakvardı...
Hatta Ahmet Hamdi Tanpınar'ın "Yağmur" şiirindeki gibi başlamak yazıya bana ne iyi gelirdi...
"Uyu! Gözlerinde renksizbir perde/ Bir parçauzaklaş kederlerinden/ Birruh gülümsüyor derinden."Fakat tam böyle bir hevesineşiğinde muazzam bir yersizlikduygusu kaplıyor insanıniçini.
Bir milyona yakın nüfusuyla bomba yağmuruna tutulan Musul düşüyor aklına.
Böyle bir durumda rüzgârın hazan yapraklarını Kanlıca meydanından caddeye doğru sürükleyişindeki hüznü yazmak zorlaşıyor.
Çünkü kendi küçük hayatlarımızla fokur fokur kaynamaya başlayan dünyayı yan yana getirdiğimizde içine düştüğümüzsakil hal kelimelerle tarif edilir gibi değil.
***
Ne yalan söyleyeyim...
Az önce Çubuklu sahilinde yürürken yağmura tutulmuş sevimli bir sokakköpeğinin şemsiyemin altına sığınmaçabasını yazmak istiyor canım.
Okuyunca benim gibi sizin de yüzünüzde bir gülümseme belirsin istiyorum.
Ben durunca benimle birlikte durup manzarayı seyredişini...
Sonra tekrar yürümeye devam edişimizi...
Yazmayacağım tabii.
Beceremeyeceğim. Kendimi tutacağım.
Yazsam, bazılarınız "şugündemde yazdığın şeylerebak!" diye çemkirecek, onuda biliyorum.
Zaten bir akşam önce uzmanlığı kendinden menkul bazı tv yorumcularının Musul sakinlerinintamamını DAEŞ'li gibi anlatışlarındakigaddarlığı da aklımdan çıkartamıyorum.
Ne hazanı, ne hüznü!
Kopkoyu bir acı iyiden iyiye sarıyor dünyayı.
Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz. Ayrıntılar için lütfen tıklayın.