Şenlikli siyaset
Akparti de bu oluşumdan payını alıyor. Çok büyük kitlelerin hâlâ kendisini üreten siyasal kurum olarak bu partiyle 'matematik' ilişkisi devam ediyor. Hatta daha da koyulaşarak devam ediyor. Gene de iktidarın (özü gereği de merkezi iktidar belki zorunlu fakat sıkıcı bir kavramdır) bu duyguyu aşacak bir çoğulculuk, katılım, paylaşım mekanizmasını harekete geçirmesi gerekir. Bunların hepsinden önemli bir nokta var.
İktidar kavramını daima asık suratlı, asıp kesen, kırıp döken bir gerçeklik olarak tanıyoruz. Öyledir. İktidar yasa ve yaptırım demektir. Erk demektir. Devlet demektir. Bütün bu kavramların başka anlamı yoktur. Bütün bu 'sevimsizlikler' yüzünden iktidarların toplumla farklı bir bağ kurması gerekir.
Bugünün dünyasında bu bağın ne olduğu biliniyor. Sadece 'maddi çıkar' temelinde bir ilişki insanlara yetmiyor. 'Maddi çıkar' hemen akla gelen şeyler değildir. Maddi çıkar sınıfsal ilişkilerdir ve sosyolojidir. Yoksa odun, kömür, makarna değildir. O yorum bir saçmalıktır ve zavallılıktır.
Buna mukabil iktidar-toplum ilişkisinin, sert, ceberut (haydi öyle bir kavram kullanayım, Hobbes'cu) devlet ötesinde yeni bir mekanizmaya ihtiyacı var. Bugünkü dünya ve demokrasi anlayışı bunu gerektiriyor. Sivil toplum, yatay örgütlenmeler, yerinden yönetim, iktidarın dağıtılması, paylaşılması yeni anlayışın unsurları.
İktidarın işin bu yönünü kavraması, insanların bu duygularını karşılaması da gerekir. Şenlik, festival duygusunu uyandırmak sadece bir 'psikoloji' meselesi değildir. Bir sivilleşme, bir seçenek oluşturma, bir yenilenme mekanizmasıdır bu.
Sadece iktidar için değil, 'şenlik' kavramı muhalefet için de geçerlidir ve daha fazla geçerlidir. Verili iktidar söylemi üstünden muhalefet yapmak iktidardan daha sıkıcı olmaktır. O koşulda, hem iktidarı zımnen içselleştirmiş ve tekrarlamış hem de bir seçenek geliştirmemiş olursunuz. Muhalefet muhakkak ki iktidarın ötesine geçen bir kuvvettir. En büyük dayanağı da bu şenlik kavramıdır. Onun içerdiği politik, toplumsal olgulardır.
Fakat siyaset sadece şenlik ve eylem değildir. Siyaset bir ideoloji ve sosyolojidir. Muhalefetin kendisini özellikle tıkandığı bu noktalarda sürüklemesi gerekir. Türkiye için gerekli hatta zorunlu olan budur.
Şimdi bu şenlik duygusunun yaratılmasında sıra iktidarda. Onun bu coşkuyu oluşturması beklenir. Kendisine karşı olan kitlelerle temas ve köprü kurmasının yolu bu şenlik coşkusunu yaratmasından geçiyor. Çünkü şenlik aynı zamanda uzlaşma, kaynaşma, kavuşmadır. 'Bir arada olmak'tır.
Şenlik için değilse, siyaset başka ne için vardır ki?...
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
- ‘Sondan bir önceki’ yazı... (01.09.2017)
- Kasketten atlete... (30.08.2017)
- ‘Sol’dan ‘sos’a: Bir ayrışma ihtiyacı (28.08.2017)
- Türkiye’de Macron olmak... (25.08.2017)
- Kılıçdaroğlu aday olmazsa... (23.08.2017)
- Türkiye Avrupa’nın ortasında... (21.08.2017)
- Sıradan faşizm ve radikalizm ihtiyacı... (18.08.2017)
- Gecikmiş ırkçılık hayreti... (16.08.2017)
- Üniversite yerleştirmeleri üstüne... (14.08.2017)
- Bir tatil sonrası düşünceleri... (11.08.2017)