İki kere terör
O terör gelip bir kere daha Türkiye'nin kapısından içeri girdi. Sarsıcı, kahredici bir şekilde 42 kişinin yaşamını aldı götürdü. Birçok boyutu olan bu 'yeni terörün' ne olduğunu iyi kavramak gerek.
Üçüncüsü, emir- kumanda zincirinin alabildiğine belirsiz ve gizli olduğu bir örgütlenme anlayışından bahsediyoruz. Yatay örgütlenmiş, medyaların imkânlarını kullanan, yeni çağın teknolojisi kadar belirsiz ve uçsuz bucaksız bir dünya yeni terörün dünyası.
Dördüncüsü ve belki de en önemlisi, bütün bunların toplamı olacak şekilde, akışkan bir terör bu. Bulduğu her yere sızıyor, her yeri işgal ediyor. Sınırsızlıktan daha fazla bir şey bu. Öyle olduğu için de bir 'hayalet' yaratıyor. Bütün hayaletler gibi korkuyla ve belirsizlikle yüklü bir durum bu.
Siber dünyanın siber oluşumları.
Son mesele Türkiye. Bu ülkenin teröre odak seçilmesinin dünya kadar nedeni var. Suriye'de yaşananlar başı çekiyor. Patlayan OD gelip Suriye'ye dayandı. İsrail'le şimdi bitirilen politika, Rusya ile aramızın bozulması gibi sebepler elbette IŞİD'in Türkiye'de kol gezmesine ayrıca imkân tanıdı. Böylesi bir örgütün kendisinden başka ülkelerin istihbaratlarıyla işbirliği yapmadan hareket edeceğini düşünmek safdillik olur. Neticede ilan ettiği 'darül harb'ın içinde bir yerde duruyor Türkiye de.
Tek başına 'terörü önlemek' diye bir olgu yok artık. Bu gerçeğe uyanmak gerekir. İnternet gerçeği ne ise bugün terör gerçeği de odur. Ötesine geçmek olanaksız. Geriye kalan şart terörü meydana getiren koşulları ortadan kaldırmaktır.
Ama o koşullardan söz ederken bir gerçeği daha tespit etmeli: terör sadece öldürdükleriyle, ortaya saldığı korkuyla değil, demokrasiye indirdiği darbeyle de hayatımızı ikiye biçiyor. Güvenlik artık demokrasinin önüne geçiyor. Demokratik haklardan feragat etmemiz istenecek.
O nedenle şimdi karşımızda bir değil iki terör birden duruyor. 'Yeni dünya' maalesef bu!
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
- ‘Sondan bir önceki’ yazı... (01.09.2017)
- Kasketten atlete... (30.08.2017)
- ‘Sol’dan ‘sos’a: Bir ayrışma ihtiyacı (28.08.2017)
- Türkiye’de Macron olmak... (25.08.2017)
- Kılıçdaroğlu aday olmazsa... (23.08.2017)
- Türkiye Avrupa’nın ortasında... (21.08.2017)
- Sıradan faşizm ve radikalizm ihtiyacı... (18.08.2017)
- Gecikmiş ırkçılık hayreti... (16.08.2017)
- Üniversite yerleştirmeleri üstüne... (14.08.2017)
- Bir tatil sonrası düşünceleri... (11.08.2017)