Avrupa’ya evet, AB’ye hayır... mı?
Birincisi, genç, iyi eğitimli, küreselleşmeyi ve olumlu değerlerini benimsemiş, savunan kesim % 85 oranında 'çıkmayalım' oyu verdi.
Buna karşılık yaşlı, eğitimsiz ve geleneksel emek sektöründe çalışan kesimler de % 85 oranında 'çıkalım' dedi. İşin, üstünde düşünülmesi gereken ilk perdesi budur.
İkincisi ve bu olumsuz sonucun en fena boyutu, sağ/ aşırı- sağ kesimlerin yükselişidir. İngiltere'de iktidarda bulunan Muhafazakâr Parti içinde aşırı olmasa bile daha sağ kesim kitleleri harekete geçirdi, David Cameron, iş bilmezliğinin, daha çok da, Boris Johnson'dan ebediyen kurtulma tutkusunun hazırladığı kumarı oynadı, kaybetti. Şimdi dünyanın her köşesinde aşırı sağ partiler yükseliş gösterecek. Bol bol yazıldığı gibi Amerika'nın Trump'u engellemesi şimdi bir parça daha zor. Ama otoriter rejimler, popülist politikalar milliyetçi refleksler her yerde daha fazla öne çıkacak.
Üçüncüsü, her zaman söylediğimiz gibi, AB bitmiştir. Ama bir detayı unutmayalım. İngiltere çıktığı için AB bitmedi. Bu hamle 'coup de grace'dır, 'öldürücü darbe'dir. AB'nin bundan sonra ayakta kalması zordan da zordur. Ama işler bu noktaya AB bittiği için gelmiştir. Yani, İngiltere çıktığı için AB bitmedi, AB bittiği için İngiltere çıktı. Neden mi? Çünkü AB küreselleşmenin getirdiği değişime cevap vermedi. Dolayısıyla şöyle söyleyeyim, hâlâ ve hâlâ Avrupa'ya evet ama AB'ye hayır dedi insanlar; fakat o aşamada bile evet denen Avrupa'yı sorgulamaya devam etti. Gene de Avrupa ve AB'yi birbirinden ayırmak gerek. (Bundan sonraki yazıda bu konuyu ele alacağım.)
Bilinen bir tek şey var. Birleşik Krallık da bu suretle sonuna eriyor. İngiltere tarihinde belki de ilk defa geleneksel devletçi karar mekanizmalarının dışında bir karara zorlandı. Bunun uzantısı olarak Krallığın İngiltere dışındaki diğer ülkeleri AB'de kalmak için Birleşik Krallık'tan çıkacak. İngiltere ufacık bir krallık olarak kalacak.
Şunu kabul edelim ki, BK, AB içinde hiçbir zaman tam teslim olmamıştı. Parasını değiştirmemişti, mesela. Ama AB'nin 'vahşi' uygulamaları karşısında kendi hoşgörüsü içinde hareket etmişti. Şimdi o damar da kurudu. O kadar ki, AB devam etse ne olur, bu İslam düşmanlığı, bu insanlık karşıtı tutumla?
Evet, bir daha yazalım: çok üzgünüm ama , 'ölüdür Avrupa artık!'
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
- ‘Sondan bir önceki’ yazı... (01.09.2017)
- Kasketten atlete... (30.08.2017)
- ‘Sol’dan ‘sos’a: Bir ayrışma ihtiyacı (28.08.2017)
- Türkiye’de Macron olmak... (25.08.2017)
- Kılıçdaroğlu aday olmazsa... (23.08.2017)
- Türkiye Avrupa’nın ortasında... (21.08.2017)
- Sıradan faşizm ve radikalizm ihtiyacı... (18.08.2017)
- Gecikmiş ırkçılık hayreti... (16.08.2017)
- Üniversite yerleştirmeleri üstüne... (14.08.2017)
- Bir tatil sonrası düşünceleri... (11.08.2017)