Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın yoğun Türk Evi Mesaisi
Kabine'nin yarısı heyette. Dış İşleri Bakanı Hakan Fidan, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Mahinur Özdemir, Çevre ve Şehircilik Bakanı Mehmet Özhaseki, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Alpaslan Bayraktar, Hazine ve Maliyet Bakanı Mehmet Şimşek, Sanayi ve Teknoloji Bakanı ve Ticaret Bakanı Ömer Bolat da burada ve her birinin kendi programları ve görüşmeleri de var.
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın programı ise her zaman olduğu gibi çok yoğun. Pazar gününden başlıyor ve dönüş tarihi olan Çarşamba akşamına kadar sürecek. Erdoğan Salı günü BM Genel Kurulu'na hitap edecek. Geri kalan sürede ise hem sivil toplumla hem de diğer ülke liderleriyle görüşmeler yapacak. Bu liderlerinin içinde Polonya, İtalya, Gürcistan, İsrail, Yunanistan, Cezayir ve Malezya temsilcileri var.
Dediğim gibi Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın Pazar günü bile dolu. Gürcistan Başbakanı ile başlayan görüşme maratonu, ABD'deki Ahıska Türkleri'ni kabulle devam edecek. Ardından Erdoğan Elon Musk'la da bir görüşme yapacak. PBS kanalına bir röportaj verecek. Rockefeller Plaza'da Türk Amerikan Ulusal Yönlendirme Komitesi'nin düzenlediği Akşam yemeğine katılacak.
Programın akışını sizlerle önümüzdeki günlerde paylaşmaya devam edeceğim. Ama şimdilik şunu söyleyebilirim. Erdoğan'ın görüşme takvimi baş döndürüyor.
Zaten belli bir süredir anlatmaya çalışıyorum. Maalesef Birleşmiş Milletler şu sıralar en temel fonksiyonlarını bile icra edemeyecek kadar zayıf bir uluslararası kuruma dönüştü. Cumhurbaşkanı Erdoğan da bunu sıkça dile getiriyor ve BM'nin reforma duyduğu ihtiyacı en yüksek sesle dile getirenlerin başında yer alıyor. Muhtemelen Salı günü Genel Kurul'a seslenirken de bu temalara dokunacak ve Türkiye'nin pozisyonunu uluslararası kamuoyuyla yeniden paylaşacaktır.
Ancak bu ziyarete dair yakından yaptığım kişisel gözlememi soracak olursanız Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın BM zeminini bir çeşit ikili görüşmeler forumuna dönüştürdüğünü söyleyebilirim. Belki biraz abartılı bulacaksınız ama BM'nin tam karşısındaki Türk Evi bir çeşit alternatif BM gibi görünüyor. İki yıl önce tamamlanan ve BM'nin karşısında yer alan bu binayı Erdoğan bir karargaha çevirmiş gibi. Türk Evi'nde kalıyor ve misafirlerini orada kabul ediyor. Günün her saati BM'ye giden kadar resmi temsilci Türk Evi'ne de geliyor desek yanlış olmaz. Caddenin ortasına otursanız ve Türk Evi'nin önündeki hareketliliği izleseniz Türk Evi'yle BM'yi karıştırabilirsiniz. Belki benim hoşuma gittiği ve bir Türk olarak gururumu okşadığı için abartılı bir değerlendirme olabilir diye düşünmüyor değilim ama her gözlem yaptığımda da aynı sonuçlara varmaktan kendimi alamıyorum.
Caddenin bir tarafında köhnemiş bir BM sistemi diğer tarafında ise gün geçtikçe dünya siyasetinde daha da merkezi bir rol oynamaya başlayan Türk Evi. Bırakın da keyfine varalım.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
- Koridorun da ötesine geçen bir etkinlik (07.10.2023)
- Terörün farklı yöntemleri (05.10.2023)
- Liberal demokrasiden geriye ne kaldı? (03.10.2023)
- Sivil Anayasa mümkün (02.10.2023)
- Menendez çok da önemli değildi (30.09.2023)
- Zengezur koridoru ve Türk dünyası (28.09.2023)
- CHP’de herkes haklı (26.09.2023)
- Daha adil bir dünya mümkün (25.09.2023)
- Blöf mü, değil mi? (23.09.2023)
- Tesla fabrikası otomobil endüstrisine katkı sağlar (19.09.2023)