Muhalifler "Neden kaybettik?"diye kendini sorguluyorve şaşkın olabilirler. Ama şahsenben, tam tersine şaşkınım. Nasıloldu da Kılıçdaroğlu gibi bir adaybu ülkede yüzde 48 oy alabildi? Hayır,Kılıçdaroğlu'nun bir aday olarak yetersizliğindenbahsetmiyorum. Kurduğusöylem ve icat ettiği masa siyasetinin buülkede böylesi bir oy almış olması herTürk vatandaşının üzüntüyle karşılamasıgereken bir durumdur diyedüşünüyorum. Türkiye'de muhalefet herne sebeple olursa olsun marjinal bir dilve korkunç siyaset izleyerek bu kadar oyalıyorsa ben üzülürüm.
Düşünsenize, CHP marjinal solörgütlerin eline geçmiş. Atatürkçülük vemilliyetçilik dışlanmış. İçinde ana akımadair kırıntı bile kalmamış. Özerklikten bahsederhale gelmiş. "Demirtaş'ı özgürleştireceğiz"demiş. Buna rağmen CHP seçmenioy vermeye devam etmiş. Milliyetçilikmaskesiyle bir parti daha kurulmuş.CHP'ye entegre edilmiş. Milliyetçilik iddiasınarağmen HDP ile aynı adaya oyvermiş. Muhafazakâr partiler icat edilmiş.CHP logosu altında seçime sokulmuş.60 yıllık Milli Görüş çizgisinitemsil ettiği iddiasındaki bir parti,Kılıçdaroğlu'nu "mücahit" ilan edecekkadar radikal bir çizgiye savrulmuş.Aslında gerçek Demokrat Parti ile hiçalakası olmayan bir tabela partisi, merkezsağın tüm tarihini üç beş kişiye indirgeyecekhâle sokularak CHP'nin kuyruğunatakılmış.
Türkiye'de ana akım siyasetin ne kadar temsilcisi varsa birer kopyası yapılmış ve hepsi marjinal bir söylem ve siyaseti benimser hale getirilmiş. Mesela, solun marjinal formları ülkemizde her zaman var olmuştur. Ama bu zamana kadar ana akım partileri ele geçirip makul ve mutedil seçmen üzerine hâkimiyet hiçbir zaman kuramamıştır. Memlekette terör örgütlerininoy verdiği adaya oy vermeyi makulgöstermeye çalışan milliyetçi görünümlüpartiler bile çıktı ortaya. İşte bu durum üzücü. İşte bu beni tedirgin ediyor.
Marjinal yapılar, radikal bir söylemle kendi seçmen tabanını her gün radikalleştiriyor. Aslında siyaset kutuplaşmıyor. Muhalefet radikalleşiyor. İnsanlar kendi ülkesine ve değerlerine yabancılaştırılıyor. İşte bu, gerçek bir "ulusal güvenliksorunu"dur. Marjinal her yerde, her zaman olur. Ancak kitleleri kontrol edecek hâle geldiyse ürkütücüdür. Bu nedenle önümüzdeki dönemde bu ülkede makulün ve mutedil siyasetin dilini üretmek zorundayız.
Solcu tabii ki olacak. Ama normali, küreselci değil antiemperyalist olanıdır. Normalde demokratik siyasetin içinde etnik partiler olmaz, ama hadi Türkiye şartlarında oldu diyelim. Kürt taleplerini dile getiren partiler de olabilir. Ancak şiddet kullanan bir parti, bu çizginin ana akımı olmamalı. Muhafazakâr da olur, liberal de olur. Her renk olur. Ama marjinal ve radikalolanların ana akım hâline gelmesi bence sorundur.
BAŞSAĞLIĞI
Gazetemizin Başyazarı MehmetBarlas, Hakk'ın rahmetine kavuştu.Kendisiyle uzun bir tanışıklığımolmadı. Ancak sağlığı bozulmadanönce her karşılaştığımızda yanaklarımısıkarak beni sevmesi unutamayacağımbir anı olarak hafızamda kalacak.
Babamın yıllar yılı en yakından takip ettiği efsane bir gazeteciyle babamın vefatından birkaç yıl sonra aynı gazetede yazarlık yapmanın gururunu hep yaşadım. "Keşke babamda Barlas'ın bana iltifatlarınıgörse ve duysaydı" demekten kendimi alamadım. Hele hele kendi yazısında benden alıntılar yaptığında çok mutlu oldum.
Türkiye bir değerini daha yitirdi. Kendisine Allah'tan rahmet, yakınlarına başsağlığı dilerim.
Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz. Ayrıntılar için lütfen tıklayın.