Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın pazar günü gerçekleştirdiği İstanbul mitingi, bildiğim kadarıyla katılımcı sayısıbakımından dünyarekoru olarak tarihegeçti. Resmi rakamı Erdoğan, miting esnasında 1 milyon700 bin olarak açıkladı. BBC ve CNN gibi uluslararası haber kanalları ise bunu 2 milyonluk bir katılım olarak gördü. 21 yıllık iktidarın ardından en zayıf olduğunu düşündükleri dönemde Erdoğan'ın rekor katılımlı bir miting düzenlemiş olması hepsini şaşırtmış gözüküyor. Dikkat ederseniz muhalefet debunun üzerini örtmek içintürlü hikâyeler uyduruyor.
Bazı kimseler de samimiyetle soruyor: "Bu miting seçimsonuçları için gösterge olabilirmi?" Bence olur. Özellikle de bu kadar kalabalıksa.
Kalabalığı küçümsemeye çalışanlar 1950 seçimlerinde İnönü'nün İstanbul mitingini örnek gösteriyor. Bilmeyenler için aktaralım. İnönü, Taksim mitingi için İstanbul'a geldiğinde dönemin İstanbul Valisi ve Belediye Başkanı (evet, o tarihlerde CHP ülkeyi böyle yönetiyordu) Fahrettin KerimGökay, kalabalığı göstererek "İşte Paşam, İstanbul" demiş. Bir hafta sonra da CHP ağır bir hezimete uğramış.
Tarihteki örneklere bakmak iyidir ama her örnek her yere denk düşmez. Bu pazar gördüğümüz öyle alelade bir kalabalık değildi. İstanbul'daki toplam seçmen sayısının altıda biri meydandaydı. İstanbul seçmeninin yarısını muhalif kabul ederseniz, Erdoğan seçmeninin üçte biri gelmiş demektir. Bu hesaba göre her üç seçmenden biri miting meydanına gelmiş. Bu bile tek başına muazzam bir göstergedir.
Fakat işin asıl ilginç yanı bence insanların katılımmotivasyonu. Atatürk Havalimanı, miting gibi etkinlikler için öyle kolay bir ulaşım noktası sayılmaz. Bir saat yürümek zorunda kaldım, oradan biliyorum. Gitmeden önce de biliyordum. Muhtemelen gelenler de biliyordu. Ama yine de insanlar gelme ihtiyacı hissetmiş. Bir şeyi göstermek için.
Ayrıca bu insanlar 21 yıldır Cumhurbaşkanı Erdoğan'ı duymamış, dinlememiş de olamaz. Basit bir hevesle "Gidelim bakalım, ne anlatacak" diye gelmemiştir galiba. Hele meydandaki katılımcı profilini görürseniz ne demek istediğimi daha iyi anlarsınız. 60yaşındaki teyze, 70 yaşındakidede bu kalabalığıniçine kendini durduk yereatmaz.
Bu devasa katılımın tek bir anlamı var: Bu insanlar yollara düştü, çünkü Erdoğan'a sahipçıktığını göstermek istedi. Tepki verdi. Erdoğan'a ve onun temsil ettiği değerlere hakaret etmeyi alışkan edinenlere cevap niteliğinde.
25 yıl içerisinde bu toplumun en az yüzde 70'i Erdoğan'a en az bir kere oy vermiş. Siz böyle bir siyasi lidere hakaretler yağdıracak olursanız cevabı da bu olur.
Siyasi çizginizi, nefret yüklü duygularınızı bir kenara bırakın. Aklıselimle düşünün. Erdoğankadar bu toplumla kaynaşmışbaşka bir siyasi lideryoktur. O nedenle de tek başına Erdoğan düşmanlığıyla Erdoğan'ı asla deviremezsiniz. Aksine Erdoğan'ın gücünü tahkim edersiniz.
Erdoğan ile toplum arasında çift taraflı bir ilişki var. Devasa bir kitle, Erdoğan'ın vatandaşa ve ülkesine bu zamana kadar sahip çıktığını ve sahip çıkmaya devam edeceğini düşünüyor. O nedenle de aynı kitle Erdoğan'a sahip çıkmaya devam ediyor. Olan biten ve olup bitecek olan yine budur.
Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz. Ayrıntılar için lütfen tıklayın.