Memlekette doğalgaz bulunuyor. Üç yıl hummalı bir çalışmayla kullanıma veriliyor. "Gaz falan yok. Putin hediye etmiştir" diyorlar. Hatta muhalif parti liderleribile aynı ciddiyetsiz dili kullanarak yalanlama faaliyetine katkı sunuyor. Terörden arındırılmış Cudi-Gabar bölgesinde petrol bulunuyor. "Seçim öncesi bu petrol haberi yalandır" diyorlar. Hatta "Doğalgaz bulunduğu yalanı gibi yalandır" diyerek pekiştirme yapıyorlar. Yerli ve milli otomobil üretiliyor. Sokaklara çıkıyor. "Aslında fabrikada üretim bandı yok. Arabalar gemiyle İtalya'dan geliyor" diyorlar. Hürkuş ve Hürjet projeleri başladığında da "Aslında bunlar gerçek değil, maketten ibaret" diyenler vardı. Şimdi ikisi de uçtu. Görmemek için ellerinden geleni yapıyorlar. Karalamak için yaptıklarını saymıyorum bile. İHA/SİHA'ya zaten düşman bir kesim var. Uzun yıllar küçümsediler. "Marketlerde satılan uyduruk oyuncaklardan ibarettir" dediler. Ukraynalılarbile Bayraktar marşları yapınca söyleyecek söz bulamadılar. Bayraktar'a dokunacaklarmış. Karalama kampanyası son sürat devam ediyor.
Türkiye ilk kez bir çıkarma gemisiinşa etti. Uçak gemisi gibi görevyapacak. Dev gibi gemi Sarayburnu'naçekildi. Ona bile laf edildi. Yunan uçaklarıiki bombayla batıracakmış gemiyi.
Öyle bir yalan rüzgârı var ki, bununla mücadele etmek çok zor. Maalesef ülkemizde "Kız Kulesi çalındı" yalanına bile inanacak bir kitle oluştu. O kitle öyle durduk yere organik bir biçimde çıkmadı ortaya. Oldukça bilinçli, sistemli ve örgütlü bir çalışmanın ürünü. Yurtdışından fonlandıklarınıçarşaf çarşaf listeleriylegördüğümüz hesaplar aracılığıyla inşa edildi bu kitle. Sosyal medyada ve konvansiyonel medyada öyle bir ağ kuruldu ve insanlar öylesine bir gettoya hapsedildi ki, her türlü yalanı tüketmeye hazır.
Bu durum sadece siyasal kutuplaşmayla falan izah edilemez. Bu ağlar oldukça profesyonel ellerle istihbarat faaliyetleri çerçevesinde kuruldu. Yurtdışında önce "demokrasiyi geliştirmeye hizmet" gibi çeşitli isimler altında dernekler kuruldu. O dernekler Türkiye'de birilerini fonladı. O birileri de bu fonlar karşılığında Türk toplumunun zihnini karıştırmak için her şeyi yapıyor. Toplumu muhaliflik adıaltında sadece hükümetine değildevletine de yabancılaştırmaya hizmet ediyor. Devletin kurumları ve açıklamalarını bilerek itibarsızlaştırma operasyonları yapılıyor.
Seçim sonuçları her ne olursa olsun, ardından bu konuya el atmak ve Türk toplumunun bir kısmının devlete yabancılaştırılması engellemek gerekecek. Zira bu tür işlerin sonunun iyi bitmediğini, çevremizdeki ülkelerde devletine yabancılaşmış kitlelerin ne tür sorunlara neden olduğunu hepimiz gördük.
Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz. Ayrıntılar için lütfen tıklayın.