Helal olsun
Konuştuğum pek çok kimse bu tür bir gelişmeyi mukadder görme eğilimindeydi. Böylesi baş döndürücü bir tempoyla çalışmak her babayiğidin harcı değildir. Tüm Türk toplumu bilir ki, Erdoğan canını dişine takarak çalışan bir siyasetçidir. En azından 94'ten bu yana tanıdığımız hâliyle hiç durmadı, hep koştu. Sabahın erken saatlerinden gece yarılarına kadar toplantılar, müzakereler, röportajlar, mitingler yaptı.
Bir gün New York'ta görürsünüz, ertesi gün Berlin'de. Hemen ertesi gün Moskova'da. Gece Ankara'ya döner. Jet lag falan hak getire. Sabah kaldığı yerden Ankara'daki mesaisine devam eder. Şehit yakınını arar. Ayşe teyzenin evinde çay içer. Sokakta dert dinler. Bırakın yanında gezenleri, ekranda izleyeni bir yorar.
Sanki dünyanın tüm yükünü sırtına almaya çalışır. Kendini dünyanın dört bir tarafındaki mazlumlardan sorumlu hisseder. Sudan'da iç karışıklık çıkar, Erdoğan devreye girer. "Dünya beşten büyüktür" diye haykırır, adalet arayışına düşer. BM kürsüsünden Filistin'in hakkını savunur. Afrika'ya bile umut olur.
Yakın çalışma ekibinden duymuştum. Çok yorgun olduğu günlerde bile işinin başına geçtiğinde, hele de milletin arasına karıştığında bambaşka bir hâl alırmış. Ekibindekiler, "Biz takip ederken tükeniyoruz. O tüm bu işleri yaparken hiç yorgunluk belirtisi vermez" der hep. Ne diyelim? Allah güç kuvvet versin.
Yalnız dikkat ettim de muhalifler bile endişelendi. Çünkü çok kimse içten içe biliyor ki, Erdoğan bu ülkenin taşıyıcı sütunudur. Muhaliflik bu ülkede biraz da böyle bir şey. Erdoğan'ın türlü sorunları bir şekilde çözeceğini muhalifler de bilir. Zaten bu güven hissi onlara biraz da hesapsız muhalefet yapma konforu sağlar.
Terör mü var? Erdoğan mücadele eder. Siz HDP'yle kol kola yürümeye devam edebilirsiniz. Deprem mi oldu? Erdoğan yaraları sarar. Siz bölgeye gidip fotoğraf çektirip dönebilirsiniz. Darbe mi var? Erdoğan darbecilerle vuruşurken siz kahvenizi yudumlayabilirsiniz.
Hasılı, Erdoğan bin türlü belayla boğuşarak yeni bir ülke inşa etmeye çalışırken siz hariçten gazel okumaya devam edebilirsiniz. Nasıl olsa Erdoğan var direksiyonda. İki dakika samimiyetle düşünün; Erdoğan'ın olmadığı bir resim sizin için bile ürküntü verici değil mi?
Belki de bu nedenle gecenin o saati Türkiye'nin dört bir tarafında dua halkaları oluşturuldu ve Erdoğan'ın sağlığı için dualar edildi. Erdoğan ise o sıra hâlâ naif bir ruh hâliyle helallik istemekle meşguldü. Meğerse program öncesi rahatsızlığı zaten varmış ama o sözünü tutmak için programı iptal etmemiş. Dahası izleyenlerden de helallik istemiş. Buna ne denir ki? Helal olsun. Asıl sen helal et hakkını.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
- Koridorun da ötesine geçen bir etkinlik (07.10.2023)
- Terörün farklı yöntemleri (05.10.2023)
- Liberal demokrasiden geriye ne kaldı? (03.10.2023)
- Sivil Anayasa mümkün (02.10.2023)
- Menendez çok da önemli değildi (30.09.2023)
- Zengezur koridoru ve Türk dünyası (28.09.2023)
- CHP’de herkes haklı (26.09.2023)
- Daha adil bir dünya mümkün (25.09.2023)
- Blöf mü, değil mi? (23.09.2023)
- Tesla fabrikası otomobil endüstrisine katkı sağlar (19.09.2023)