Seçimleri sadece "Erdoğankarşıtlığı"na indirgeyenlere ufakbir uyarı yapalım. Masa dizayn ederekveya masanın taleplerini reddetme eğilimindeolan herkesi hizaya getirerek seçimkazanmak umut edilebilir ama yetmez.Veya sosyal medya mecraları üzerindenalgı operasyonlarıyla da seçim kazanmakmümkün değil. Bu tür yaklaşımların neredeysetamamı bu milletin defalarca yaptığısiyasi değerlendirmeleri göz ardı etme eğilimidir.
Seçmen kolayca üretilebilen bir şey değildir. Popülist birkaç söylemleheyecan yaratabilirsiniz ama sürdürülebilirolması gerekir. En nihayetinde millet sandık başına gittiğinde bir değerlendirme yapacak. Hem daha önceki alışkanlıklarına uygun olarak daralttığı bir çerçevesi olacak hem de güncel ve gelecekle ilgili sorulara ve sorunlara ürettiği cevaplar. Mesela kimilerinin eli karşı bloğun adayına oy vermeye gitmeyecek. Mesela kimileri bunca zaman zarfında üretilen siyasetleri göz önünde bulunduracak. Kimileri de ülkenin geleceğinde kimi görmek istiyorsa ona oy verecek. İşte burası daha kritik. Özellikle seçim kampanyaları için.
Vatandaş kimin ne olduğunu ve kimliğin kendine uygun olup olmadığını zaten bilir. Ancak kampanya süresince de taahhütlere bakar. Kimin ne vaat ettiğini ve bu vaatlerin gerçekçi olup olmadığını değerlendirir.
Bu anlamda da Erdoğan'ın büyükbir avantaja sahip olduğunu söyleyebiliriz.Yirmi yılı aşkın bir icraat dönemi var.Kim ne derse desin veya kim nasıl bir kampanyayürütürse yürütsün üzerini örtemeyeceğinizgerçekler vardır. Erdoğanülke tarihinde icraat anlamında hiçbirörnekle kıyaslanamayacak kadar başarılıdır.Toplumda zaten bu algı büyük orandayerleşmiş durumda. O nedenle meseladeprem yaralarını kimin sarabileceğinedair bir soru sorulduğunda muhaliflerin bileErdoğan'ı daha başarılı bulacağınıhepimiz biliyoruz.
Ülkenin içinden geçmekte olduğu kritik günleri kiminle atlatabileceğine dair sorular sorarsanız Erdoğan'ın yine büyük bir avantaja sahip olduğunu görebilirsiniz. Erdoğan'a her türlü eleştiriyi yapabilirsiniz ama onun en temel özelliklerinden birinin krizli dönemleri yönetmek olduğunu da teslim etmek zorunda kalırsınız. Cesaret ve kararlılığı sayesinde birçok badirenin atlatılmasında Erdoğan hep başrolde oldu. Bu sayede ülke muazzam bir dönüşüm geçirdi. Seçmen bunu da bilir.
Karşısındaki adayın yani Kılıçdaroğlu'nun ise imajı bu konularda son derece sorunlu. Kılıçdaroğlu her şeyden önce "bir kaybeden" imajına sahip. Çokça seçim kaybettiği için zaten şimdiye kadar yeterince yıprandı. Bunun üzerini örtmek için birçok algı çalışmasınamaruz kalacağız ama on seneyi aşkın bir süredir Kılıçdaroğlu'nun üzerine oturmuş bir kimliği öyle kolayca dönüştüremezsiniz. İcraat konusunda da her ne derse desin karşısında icraat kralı varken ikna edici olmayacaktır. Zaten bu nedenle Kılıçdaroğlu'nun bu konulara girmeye pek niyeti yok gibi. Her girmeye çalıştığında da pot kırarak çıkış yapıyor.
Muhalif partileri CHP makinesinin ve medyasının demir yumruğuyla bir araya getirmek yetmiyor. Kılıçdaroğlu'nun seçim kazanması için bir önceki seçimlerde Erdoğan'a oy veren seçmenden oy alması lazım. Özellikle de böylesi bir dönemde, milletin tam da istikrarıve güveni önceleyeceği bir dönemdeKılıçdaroğlu'nun bunu üretebilecekaraçları yok gibi. Yeni desen yeni değil, bir başarı hikâyesi desen o da yok. İşte bu nedenle maalesef Kılıçdaroğlu, seçimi Erdoğan üzerinden yürütmeye çalışacak gibi.
Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz. Ayrıntılar için lütfen tıklayın.