1980 darbesi sonrası SüleymanDemirel siyasi yasaklıyken DYP'lisiyasetçilerle Güniz Sokak'taki evindesürekli görüşürdü. Aslında partiyi evdenbu şekilde idare ettiği için kendisine "Birbilen" kod adı yakıştırıldı. Buna karşılıkDSP'yi kurduğu için sol siyaseti bölmeklesuçlanan Ecevit'e de solcular "Birbölen" adını yakıştırmıştı. Bence BülentEcevit'e yapılan bir haksızlıktı. Çünküsolun lideri Ecevit'ti ve parti kurması çokda şaşırtıcı değildi.
Bugünlerde ise "Bir bölen"imajı Akşener'e yakıştırılır hale geldi.İmamoğlu vakasındaki tavrı hem altılımasada bir hizipçilik hem de CHP'yeyönelik bir bölücülük olarak görülüyor.Kılıçdaroğlu bu nedenle partisinin içişlerinekarışılmaması gerektiğini söylemekzorunda kaldı. Ben uzun zamandırAkşener'in Yavaş ve İmamoğlu üzerindenCHP'nin içişlerine karıştığını söylüyordum.Biz söyleyince fitne çıkarmakla suçlanıyordukama maalesef işin aslı bu.
İttifakın bir tarafı olarak kimin aday olması gerektiği konusunda fikrinizi tabii ki açıklayabilirsiniz. Kendinizin aday olduğunuzu söylemek de ananızın ak sütü kadar helaldir. Dışarıdan bir isim de önerebilirsiniz. Hatta ikili görüşmede veya masada Kemal Kılıçdaroğlu'nun adaylığına itiraz da edebilirsiniz. Ama Kılıçdaroğlu'nun partisinden herhangi birinin aday olması gerektiğine dair fikir beyan etmek bambaşka bir iştir. O parti içerisine fitne sokmak işte tam böyle olur.
Ben zaten Akşener'in asıl hedefinin İmamoğlu veya Yavaş'ı cumhurbaşkanlığına aday göstermek olduğuna inanmıyorum. Akşener'in bu hamlelerinin tamamının CHP'yi yaralamak ve mümkünsebölmek, böylece CHP'nin ikinciparti konumunu ele geçirmek olduğuna inanıyorum. Kılıçdaroğlu'ndan habersiz miting yapmak ve o mitinglerde İmamoğlu'nun boynuna kaşkol dolamak başka bir anlama gelmez.
Aslında CHP neyin ne olduğunu çok iyi biliyor. Ama masa yıkılmasın diye kan kusup kızılcık şerbeti içiyor. Yine de parti, Akşener'in bu hamlesine kurumsal bir tepki verdi ve aslında İmamoğlu-Akşener isyanını bastırdı. İsyan başarısızlığa uğradığı için de Akşener'in CHP'ye yönelik hamlesi açığa çıktı. CHP'liler zaten Akşener'e pek güvenmiyordu. Şimdi bu daha da netlik kazandı.
Dahası Akşener toplum karşısında da "Bir bölen" konumuna düştü. Bu ilk icraatı da değil. Şimdi herkes geriye dönük Akşener'in bölücü siyasetinin örneklerini düşünmeye başladı. Akşener, 15Temmuz öncesi de çeşitli ayak oyunlarıylaMHP'yi ele geçirmeye çalışmış ve başarısız olunca gidip İyi Parti'yi kurmuştu. Aynı Akşener, AK Parti'ninkuruluş aşamasında da güvenilmezolduğundan dışarıda kalmıştı. Ama bu hikâye 28 Şubat dönemine kadar uzanıyor. O tarihte koalisyonları bozucuhamlelerini Akşener keyifle dile getirmiş. Bunu söylerken "Örgütçüyümben" demekten de kendini alamamış. Örgütçülükten anladığı hizip siyaseti veayak oyunları olsa gerek.
Bazı siyasetçiler böyledir. Bütün siyasi hikâyeleri hizipçilik ve grupçulukla geçer. Kitle desteği alamadıkları için mi bu yola girerler yoksa böyle siyaset yaptıkları için mi kitle desteğini alamazlar tartışılabilir ama çizgileri hiç değişmez. Bakın Akşener de partisindendaha düşük oy alıyor. Kitle desteğine hiçbir zaman sahip olamadı. Ama her türlü siyasi ayak oyununun içinden çıktı. Onlarca yıldır siyasetin içinde ve hep benzer hikâyeler çıkartıyor.
Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz. Ayrıntılar için lütfen tıklayın.