Rusya'nın diplomatik üslubu kendine has özellikler barındırır. Bunların başında da sertliğindozajını abartmaları gelir. Bazen Rusların testi kırılmadan karşı tarafa vurduğu sonra da "aman testikırılmasın" dediği söylenir. Batılı gözlemciler tarafından genelde fazla sert bulunur ve hatta kaba olarak tarif edilir.
Gerçi bu tarif biraz Batılının üstten bakışını da yansıtır ama "doğruluk payı yoktur" diyemem. Rusya çoğu zaman Batı dünyasının içinde kendiniyalnız hisseden bir büyükgüç olmuştur ve dolayısıyla da davranışlarında duygusal bir tepkisellik ve aşırı tedirginlik vardır.
Hatta bazen sembolizmin kantarını kaçırdıkları da oluyor. Macron'un son Moskova ziyarete buna bir örnektir. Ruslar "eğer anlamayan kaldıysa meramımızı daha iyi anlayın" diye Kazakistan devlet başkanı Tokayev'in ziyaretinde bunun bir kez daha altını çizdiler. Putin'le Tokayev, Macronziyaretine nazire yaparcasınadipdibe görüntü verdi. Ve böylece Rusya'nın Avrupa'ya dair hoyrattavrı çok daha net bir biçimdegörüldü.
Putin Avrupa'nın zayıflığını hem görüyor hem de test ediyor. Bence Ukrayna krizi bu haliyle bir araç haline geldi. Putin bastırmaya devam ediyor. ABD ise felaket tellallığı yaparak işgal "ha bugün ha yarın başkayacak" diye ortalığı velveleye veriyor.
Belki de ABD Avrupa'yı kendine daha da mecbur hale getirmek istiyor. Rusya gerçekten bir işgale başlarsa Avrupa'nın Rusya ile ipleri tamamenkoparacağını veya koparmak zorunda kalacağını ve böylece Amerikan taleplerini Avrupa'nın daha uysallıkla kabul edeceğini düşünüyor olabilir.
Bu bir liderlik rolü değil. Aksine Avrupa'nın başına iş açarak, onu meşgul ederek kontrol etme çabası.
"Tutar mı" diye sorarsanız bence tutmaz.
Aksine Rusya Ukrayna'yı işgal eder ve ABD bu işi Avrupa'nın üzerine yıkmaya kalkarsa Avrupa bırakın Amerika'ya daha da sokulmayı Rusya'yı yatıştırma siyasetini tercihedebilir.
Bu tür durumlarda dış politika davranışı belirleyen tehdidin kimden geldiği olmuyor.
Tehdit Rusya'dan geliyor olabilir. Ama Avrupa'nın Rusya'ya karşı yapabileceği çok fazla şey olmadığın Avrupa'nın Rusya'yı dengelemesini beklemek abesle iştigal olur.
Teker teker gözden geçirelim. Avrupa'nın Rusya'yı Ukrayna'daaskeri olarak dengeleme şansıvar mı? Yok. Siyasi ikna kapasitesi var mı? O da yok. Ekonomik baskıyla ikna edebilir mi? Enerji bakımından bu kadar bağımlıyken o da yok. Dolayısıyla Avrupa Rusya'nın karşısına dikilmez. Büyük ihtimalle yol verecek yeni krizler doğmasın diye dua edecek. Ama o krizler hep doğacak.
Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz. Ayrıntılar için lütfen tıklayın.