Kazakistan'da yaşananlarla ilgili pek çok tartışma yapılabilir. Çünkü gerçekten çok karışık işler oldu. Ama benim dikkatimi çeken kısmı, Kazakistan'a olan ilgi ve bilgimizlealakalı. Türkiye'de Türk devletleri adına onca laf ederiz ama nedense bu devletlere dair ne doğru düzgün haber kaynaklarımız var ne de bu konularda yeterince uzman yetiştirebilmişiz. Bunu bir kez daha gördük.
Toplumsal olarak Kazakistan haberlerini maalesef Rus veya Batılı kaynaklardan takip etmek durumunda kaldık. Devletler arası bilgi eksikliğinden bahsetmiyorum. Toplumlar arası bilgi eksikliğine dikkat çekiyorum. Bence bu çok büyük bir sorun.
Kazakistan'da son derece ilginç ve can sıkıcı bir hafta yaşandı. Önce pahalılık üzerinden sokak ayaklanmaları oldu. Ortalık yakıldı yıkıldı. Bir de baktık, Cumhurbaşkanı Tokayev ayaklanmaları bastırmak için Rus askerlerini davetetti. İlginçtir, 30 yıl boyunca Kazakistan'ı tek başına yöneten Nazarbayev'in süreç boyunca hiç sesi çıkmadı. Üstüne üstlük Nazarbayev'in sadık dostu ve devamı olduğunu düşündüğümüz Tokayev, Nazarbayev'i Ulusal Güvenlik Başkanlığı görevinden aldı. Günler sonra ve aslında ayaklanmalar bastırıldıktan sonra ikili arasında sorun olmadığına dair bir açıklama duyduk. Bildiklerimiz bundan ibaret.
Dikkat ederseniz hikâyenin içinde bir sürü kara delik var. Ayaklanma gerçekten pahalılıktan mı doğdu? Tartışmaya çok açık. Ben bu tür toplumsal görünümlü olayların genelde toplumsal olmadığını, asıl faktörün dış müdahale olduğunu düşünme eğilimindeyim. Pek çok örneğini gördüm, artık tanıdık geliyor
O zaman karşımıza başka bir soru çıkar. Ayaklanmaların kışkırtıcısıkimdi? Batılı ülkeler mi? Rusya mı? Yoksa Çin mi? Zira her üçü de Kazakistan'la yakından ilgili. Batılı ülkeler zaten bu tür durumlarda olağan şüphelidir. Ama söz konusu Kazakistan olunca Rusya'nın da kışkırtıcı ve sonra bastırıcı bir rol oynamış olma ihtimali hiç uzak değil
Özellikle Kazakistan'ın son dönemde attığı bazı adımlar göz önüne alındığında Rusya'nın böylesi bir işe kalkışması için çok sayıda nedeni olduğunu söyleyebiliriz. Zaten Putin'in Tokayev'e koştuğu şartlara baktığınızda Rusya'nın Kazakistan'a nasıl diş bilediğini görürsünüz. Öte taraftan Kazakistan üzerine Çin'in de çok hesabı var. Hatta bir Çin-Rusya rekabeti bile düşünülebilir.
Durum böyle olunca Kazakistan'ın pek çok taraftan dış müdahalelere konu olabileceğini düşünmek lazım. Ama maalesef bu konuda sağlıklı değerlendirmede bulunmak çok zor. Zira elimizde yeterince veri yok. Hatta veri kırıntısı bile yok.
Bunu Kazakistan'ın devlet yapısına bağlayabilirsiniz. Kapalı bir yapı olduğu ve olağanüstü şartlarda iyice kapanmaya gittiği için veri akışının çok kısıtlı olduğunu düşünebilirsiniz. Haklısınız.
Ama mesele sadece Kazakistan'ın kapalı kutu olması değil. Biz de o kutuya yeterince nüfuz edememişiz. Türkiye devleti muhtemelen her türlü bilgiyi almıştır. Ama toplumsal olarak hikâyeyi doğrudan takip edemedik. Ne yerel haberler doğrudanaktı ne de konunun uzmanlarıcesur ve anlaşılabilir değerlendirmeleryapabildi. Bu da çok kıymet verdiğimizi iddia ettiğimiz Orta Asya'ya dair ilgimizin ne kadar kısıtlı olduğunu bir kez daha gösterdi. Maalesef Kazakistan'ı yakından takip eden yeterince uzmanımız hâlâ yokmuş.
Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz. Ayrıntılar için lütfen tıklayın.