Bazı tuhaf Ortadoğu fikirleri
Gerçekten de ABD, tek kutuplu uluslararası sistemin bütün manevralarını Ortadoğu'da yaptı desek yeridir. Trilyonlarca dolar harcadı. Binlerce asker kaybetti. Ortadoğu'da milyonlarca insanın ölümüne neden oldu.
Ama ne bir düzen getirebildi ne de dünya kamuoyunun takdirini aldı. Aksine Amerikan karşıtlığı yükseldikçe yükseldi. Amerikalılar meseleyi tamamen kendi öznel bakışlarıyla yorumladıklarından bu kadar maliyete rağmen bu kadar sonuçsuz kalan bir politikanın yanlışlığına kanaat getirdi.
Ancak bu kanaat, bol miktarda duygusal patlamalarla da desteklendi. Sonuç olarak ortaya küskün ve ne yapacağını bilmeyen, Ortadoğu'da zaman kaybettiğini düşünen bir devlet ve kamuoyu çıktı. Bundan böyle tüm dikkatin Asya- Pasifik'e kaydırılacağı veya kaydırılması gerektiği fikri üstünlük kazandı.
Fakat son günlerde ilginç yorumlara rastlıyorum. İlk defa bazı uzmanlar sadece çekilme biçiminin değil çekilmenin kendisinin de hatalı olduğunu dillendirmeye başladılar. Foreign Affairs ve Wall Street Journal gibi mecralarda bunlara rastlamak son derece ilginç. Amerika'nın her zaman dünyada baskın bir rol oynamasını savunan liberal kurumsalcı ve üstünlükçü strateji geleneklerinden bahsetmiyorum. William Wohlforth ve John Ikenberry gibi isimler zaten baştan beri bu çizgiyi tutturmuşlardı. "Amerika eve dönmesin" başlıklı makaleler de basılmıştı. Ama uzun süredir onlar da ezici müdahale karşıtlığı karşısında sessizdi.
Şimdi yeniden ortaya çıkan bu müdahalecilik fikri hem de yine Ortadoğu üzerinden piyasa sürülmesi başka bir durum. Dahası öyle Amerikan merkezli bir uluslararası düzen fikrine de pek dayanmıyor. Amerika en azından Ortadoğu'da askeri hareketliliğini sürdürdükçe düzen kurmasa da ürküten bir aktör konumundaydı fikri işleniyor. Amerika'ya düzen bozucu bir rol bile biçiliyor.
Gerçi bu birkaç sesin çok cılız olduğunu ve Amerikan siyasetinin böylesi maceralara pek yakın olmadığını düşünüyor olabilirsiniz. Yanlış bir kanaat değil. Biden yönetimi baştan itibaren bu anlamda çok seçici ve ihtiyatlı davranıyor. Ama Amerikalıların bir hareketlilik aradıklarında akıllarına Ortadoğu'nun bu haliyle geliyor oluşu bile oldukça ürkütücü.
Amerikan davranış kalıplarındaki ani sıçramaları da göz önünde bulunduracak olursanız yeni bir söylemin devreye girişinden rahatsız olmak için yeterince sebebiniz olur. Türkiye tam da birçok güvenlik endişesine çözüm bulmuş ve belli bir istikrar yakalamışken hiç de vakti değil. Ama dış politika biraz böyledir. En kötü ihtimalleri de göz ardı etmemeyi gerektirir.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
- Koridorun da ötesine geçen bir etkinlik (07.10.2023)
- Terörün farklı yöntemleri (05.10.2023)
- Liberal demokrasiden geriye ne kaldı? (03.10.2023)
- Sivil Anayasa mümkün (02.10.2023)
- Menendez çok da önemli değildi (30.09.2023)
- Zengezur koridoru ve Türk dünyası (28.09.2023)
- CHP’de herkes haklı (26.09.2023)
- Daha adil bir dünya mümkün (25.09.2023)
- Blöf mü, değil mi? (23.09.2023)
- Tesla fabrikası otomobil endüstrisine katkı sağlar (19.09.2023)