Afrika açılımı
Belki de öğrenemediğimiz şey, bu tür saçmalıkları bir kenara bırakmak. Onlara cevap yetiştirmek yerine yeni açılımları konuşmak ve bu açılımların nasıl kurgulandığında daha başarılı olacağını tartışmak gerekiyor.
Tabii ki Afrika, Türkiye'nin uluslararası siyasetini ve uluslararası ticaretini tek başına yönlendirecek bir alan değildir. Ancak tüm dünyada Afrika'ya yönelik bir eğilim olduğunu da gözden kaçıramazsınız. Amerika, Fransa, Rusya ve Çin gibi ne kadar büyük aktör varsa her biri Afrika'da varlığını sürdürmenin ve yoğun ticaret ilişkileri geliştirmenin yollarını arıyor. Mesele Türkiye olduğunda bu genel eğilime ayak uydurmasından rahatsız olmayı anlamıyorum.
Dahası Afrika, Türkiye gibi ülkeler için son derece uygun bir alan. Bu zamana kadar gelişmiş ülkelere fazlaca bağımlı olan ticaretimiz ve hatta siyasi ilişkilerimiz, Türkiye'nin ekonomisini ve dış politikasını hep tek taraflı kıldı. Daha ziyade ithalatçı olduğumuz bu düzenin Türkiye'yi ne derece kısıtladığını birçok olayda gördük. Sırf bu nedenle dahi Türkiye'nin ilişkilerini ve ticaretini çeşitlendirmek gerekiyor ve Afrika bu bakımdan çok doğru bir adres.
Zaten hem bu seyahat hem öncesindeki ziyaretler bize Afrikalı birçok ülkenin de böylesi bir ilişkiye açık olduğunu gösteriyor. Afrikalılar yüzyıllar boyu yaşadıkları sömürgecilik süreçlerinin hâlâ etkisi altındadır ama aynı zamanda sömürgeci zihniyete karşı da son derece tepkilidir. Türkiye'nin ise Afrika kıtasında böylesi bir algılanışı yok. Aksine gerçek bir ortak gibi görülüyor.
Türkiye, Afrika'ya giriş yaparken hem uygun bir dil hem de uygun bir iş yapma biçimi kullandı şimdiye kadar. Mesela bunu Çin'le karşılaştırabilirsiniz. Çinli firmalar bir yol inşaatında çalışacak işçileri bile Çin'den getiriyor. Ama Türkiye, Afrika'nın da gelişmesini göz ardı etmeyen projeler üretiyor. Afrika'daki birçok Türk yatırımı, doğrudan doğruya ülkelerin altyapısına yapılmış yatırımlardır. Eğitim ve ulaşım gibi alanlar bunların başında geliyor. Bunun da herkesten önce Afrikalılar farkında.
Tabii bu uzun vadeli bir program. Gelişmesi zaman alacaktır. Ama Türkiye öyle ya da böyle Afrika'ya açılıyor ve belli bir süre ve çabadan sonra bunun karşılığını alacaktır. Kronik eleştirilere kulakları tıkayıp doğru giden bir iş üzerine çalışmaya devam etmek gerek.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
- Koridorun da ötesine geçen bir etkinlik (07.10.2023)
- Terörün farklı yöntemleri (05.10.2023)
- Liberal demokrasiden geriye ne kaldı? (03.10.2023)
- Sivil Anayasa mümkün (02.10.2023)
- Menendez çok da önemli değildi (30.09.2023)
- Zengezur koridoru ve Türk dünyası (28.09.2023)
- CHP’de herkes haklı (26.09.2023)
- Daha adil bir dünya mümkün (25.09.2023)
- Blöf mü, değil mi? (23.09.2023)
- Tesla fabrikası otomobil endüstrisine katkı sağlar (19.09.2023)