Stratejik rekabet
ABD, Çin ile rekabetinin adını koymaya çalışıyor. Trump döneminde kullanıma giren "büyük güç rekabeti" kavramını kaldırıp yerine "stratejik rekabet" kavramını kullanmayı tercih edeceklermiş.
Aradaki farkı anlamaya çalışmak da bize kalmış. Zira henüz pek net değil. Bu yüzden kimileri böylesi bir kullanımın sadece gereksiz bir sözlük üretme gayreti olduğunu düşünüyor. Buna göre, aslında ortada pek iyi düşünülmüş bir strateji yok ama bu tür laf salatasıyla çok önemli düşünceler üretiliyormuş havası veriliyor. Bu kanaat doğru da olabilir. Ben de şahsen çok uzun süredir Amerika'nın iş yapmak yerine kavram üretmekle meşgul olduğunu düşünüyorum. "Stratejik rekabet" kavramı da bunun örneklerinden biri olmaya aday.
Fakat Biden yönetiminin bu kavramı tercih ediyor oluşu yeni bir dil kurmak ve uzun süreli bir rekabeti bu dile dayalı üretmek de olabilir.
"Büyük güç rekabeti" iki dönemi hatırlatır. Birincisi 19. yüzyıldır. Amerikan zihniyeti oldum olası 19. yüzyıldan ve onun uluslararası düzeni olan büyük güçlere dayalı Avrupa Uyum'undan hiç hoşlanmaz. Liberal uluslararası düzen fikrine aykırı olduğunu düşünür. İkincisi ise Trump dönemidir. Zira Trump döneminde de Çin ile ilişkiler büyük güç rekabeti kavramı etrafında tanımlanıyordu. Şimdi Biden yönetimi o anıları da silmek istiyor veya siliyormuş gibi yapıyor.
Bunun dışında daha ciddiye alabileceğimiz gerekçeler de var bu kavramın ısrarla tercih edilmesinde. Stratejik rekabet kavramı büyük güç kavramına oranla daha az askeri bir rekabet olarak görülebilir. Aslında doğru bir görüş olduğunu söyleyemem ama Biden yönetimi sanırım bununla ekonomik rekabeti ön plana çıkardıklarını düşünüyor. Aslında strateji kavramı doğrudan doğruya askerlikle ilgilidir. Sonuna rekabet kavramanı ekleyip strateji kavramını geniş haliyle kavramak aslında sonucu pek de değiştirmiyor.
Stratejik kavramının tercih edilmesi biraz da gereksiz bir rekabetten kaçınmayı da içeriyor diyebiliriz. Yani bu mantığa göre, ABD Çin'i dünyanın dört bir tarafında kovalamayacak. Afrika'nın bir köyünde Çin'i dengelemenin anlamsız olduğunun altı çiziliyor. Çok daha stratejik değeri haiz alanlarda bir rekabet olacağı böylece ifade edilmiş oluyor.
Çok mu orijinal? Hiç değil. Zaten kimse ABD'nin Çin'i her alanda sıkıştırmayacağını veya sıkıştıramayacağını biliyor. İşte bu nedenle bana bu kavram bana zihin açıcı stratejik bir planlamadan ziyade bir çeşit itiraf gibi göründü. Çıtayı düşük tutmak bir çeşit gerçekçilik gibi sunulabilir ama asıl mesele hala Amerika'nın toplum ve devlet olarak gönülsüzlüğünün üzerini örtme gibi görünüyor.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
- Koridorun da ötesine geçen bir etkinlik (07.10.2023)
- Terörün farklı yöntemleri (05.10.2023)
- Liberal demokrasiden geriye ne kaldı? (03.10.2023)
- Sivil Anayasa mümkün (02.10.2023)
- Menendez çok da önemli değildi (30.09.2023)
- Zengezur koridoru ve Türk dünyası (28.09.2023)
- CHP’de herkes haklı (26.09.2023)
- Daha adil bir dünya mümkün (25.09.2023)
- Blöf mü, değil mi? (23.09.2023)
- Tesla fabrikası otomobil endüstrisine katkı sağlar (19.09.2023)