Amerika nereye dönmüş?
Trump'tan kurtulmuş olmanın verdiği iyimserlikle Avrupalı liderler buna inanmış gibi göründü. Aslında ellerinde iyimserlikten başka pek bir seçenek olmadığı için inanmak istediler diyebiliriz.
Buna karşın Biden şimdiye kadar konuşmak dışında pek bir iş yapmadı. Amerika'nın müttefikleriyle ilişkilerini somut anlamda geliştirdiğini görmedik.
Aksine tek taraflı davranış kalıplarını Trump'tan bile daha fazla sergilemeye başladı. Afganistan'dan çekilmesi bunun ilk örneğiydi. Avrupalı ülkeler ne olup bittiğini anlamadan Biden, Amerikan askerini çekme kararı verdi. Bu kararı verirken müttefikleriyle istişare etmedi. Almanya ve Fransa gibi ülkeler de gönülsüz olsa bile çekilmeye başladılar.
Diyelim ki, Afganistan konusu zaten uzun süredir konuşuluyor ve bu konu Amerika'yı diğerlerinden daha çok ilgilendiriyordu. Veya Afganistan'dan çekilme, Avrupalı ülkeleri doğrudan zarara uğratmadı. Ancak bundan sonraki Amerikan tavrı, Avrupa'nın canını yakmaya başlayacak gibi. İlk kurbanı Fransa oldu. Amerika, İngiltere ve Avustralya yeni bir birlik kuruyor. AUKUS isminde. Üç katılımcı ülkenin baş harflerinden oluşuyor. Avrupalılar bir kez daha devre dışı.
Dahası bu anlaşma üç ülke arasında özellikle yüksek teknolojide işbirliğini öngörüyor. Bu çerçevede ilk adım olarak Avustralya, Fransa ile yaptığı denizaltı anlaşmasını iptal ediverdi. Fransa için zarar 50 milyar euro. Şaka falan değil. Amerika açıkça gelip Fransa'nın pazarını elinden aldı. İngiltere de Amerika'nın kuyruğunda. Fransız Dışişleri Bakanı, "Sırtımızdan bıçaklandık" gibi açıklamalar yapıyor. Ortalık karıştı.
Yakın dönemde buna benzer birçok davranış görebiliriz. Avrupalılar ne zaman uyanacak bilemem ama Amerika dönmedi. Amerika eski Amerika değil. Avrupalılarla çok taraflı işbirliğini önemsemiyor.
Buna karşın Amerika'nın Asya Pasifik bölgesinde NATO tipi oluşumlara gideceğini düşünmek de hata olur. Tarihi boyunca Asya-Pasifik bölgesinde hiçbir zaman çok taraflı anlaşma yapma heveslisi olmamıştır. Kendi hareket alanını oldukça geniş tutmak için bağlayıcı anlaşmalardan Soğuk Savaş'ta bile kaçındı. Şimdi de benzer bir iş yapıyor. Avustralya'ya garanti vermiyor. Sadece para kazanmanın peşinde. Japonya'ya da vermeyecek, Güney Kore'ye de...
Amerika'nın sadece yönü değişmedi. İş yapış tarzı ve hedefi de değişti. Evet, dikkati Asya-Pasifik bölgesine kayıyor olabilir. Avrupa'yı o yüzden göz ardı ediyor. Ama bu Asya'daki müttefiklerini koruyacağı anlamına da gelmiyor. Amerika tek taraflı ekonomik büyüme için yeni-izolasyoncu stratejisinde ısrarcı olacaktır.
Türkiye bu uygulamaların sonuçlarıyla ilk yüzleşen ülkelerden biri oldu. Ama biz alıştık. Şimdi alışma sırası diğer Amerikan müttefiklerinde. Eğer Avrupa bir an önce gereksiz beklentilerden kurtulur ve yeni şartlara ayak uydurabilirse o zaman Türkiye için de yeni imkânlar doğabilir.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
- Koridorun da ötesine geçen bir etkinlik (07.10.2023)
- Terörün farklı yöntemleri (05.10.2023)
- Liberal demokrasiden geriye ne kaldı? (03.10.2023)
- Sivil Anayasa mümkün (02.10.2023)
- Menendez çok da önemli değildi (30.09.2023)
- Zengezur koridoru ve Türk dünyası (28.09.2023)
- CHP’de herkes haklı (26.09.2023)
- Daha adil bir dünya mümkün (25.09.2023)
- Blöf mü, değil mi? (23.09.2023)
- Tesla fabrikası otomobil endüstrisine katkı sağlar (19.09.2023)