Millet İttifakı’nı anlayan var mı?
Bazen ortaya saçılan çeşitli açıklamalardan akıl yürüterek sonuçlar çıkarmaya çalışıyoruz. Adaylık için ismi geçenlerin verdiği her beyanatın ne anlama geldiğini uzun uzun konuşuyoruz. Bana sorarsanız beyhude bir iş yapıyoruz. Yapılan açıklamalardan bir anlam çıkarmak neredeyse imkânsız.
Mesela, Kılıçdaroğlu'nun açıklamalarına bakın. Bundan bir yıl kadar önce parti başkanlarının adaylığına ilkesel olarak karşı olduğunu söylüyordu. Bugünlerde ise "Kim demiş benim aday olmayacağımı?" diye soruyor. Herhangi mantık sahibi bir insan evladı bu iki cümleyi bir arada kullanmaz.
Genel başkanların aday olmasına karşıysanız, hele de bunu ilkesel bir tutum olarak sunuyorsanız, doğal olarak biz de aday olmayacağınızı düşünürüz. Ama Kılıçdaroğlu'nun birçok beyanatı zaten kendi kendini yalanlar nitelikte. Dolayısıyla altı ay sonrasında yeni bir ilkeyle karşımıza çıkması hiç de şaşırtıcı olmaz. Bu şartlar altında Kılıçdaroğlu'nun açıklamalarından adaylık için bir sonuç çıkarmak son derece gereksiz.
Meral Akşener de farklı değil. Baştan beri "Ben başbakan olacağım, cumhurbaşkanlığı tam bana göre" falan gibi ifadeler kullanan Akşener belli bir zaman önce çıktı ve "İttifakın önünü tıkamamak için aday olmam" deyiverdi. Bu sıralar yine, "Tek başına iktidar olmamızın önünde hiçbir engel yok" lafları ediyor. Ben de düşünüyorum, galiba Akşener'in de dilinin ayarı yok. Malum, İmamoğlu'nu bir konuşmasında lider ilan ediverdi. Yetmedi, Fatih Sultan Mehmed benzetmeleri falan yaptı.
Bu kadar ölçüsüz ifadeler kullanınca da millet "Acaba Akşener, Kılıçdaroğlu'na karşı İmamoğlu'nu mu destekliyor?" diye düşünmeden edemedi. Bence bu açıklamalara da anlam yüklemek doğru değil. Bana bunların hepsi ne yaptığını bilmeyen bir savrulma gibi geliyor. Vakit daralıyor. Fırsat ve riskler büyük olduğu için de herkes telaş içinde ortalara dökülüyor.
İYİ Parti Genel Başkan Yardımcısı Cihan Paçacı da Kılıçdaroğlu'nu uyardı. "Ben ben deyip durma" dedi. Ve bu mesajı da kamuoyu önünde verdi. Bunun bir anlamı var. Ama yine de adaylık konusunda verilmiş bir kararı ifade etmiyor. Gördüğüm kadarıyla İYİ Parti öyle ya da böyle Kılıçdaroğlu'nun ittifakın tek sahibi olarak görülmesinden rahatsız. Ama mesaj Kılıçdaroğlu'na değil, bence kendi tabanına.
İYİ Parti uzun süredir ittifakın içinde CHP'nin payandası gibi görülüyor. Tek bir il belediyesi kazanamadılar. CHP ne derse onu takip etmek durumunda kalıyorlar. Şimdi Kılıçdaroğlu dizginleri bütünüyle kontrol altına alıyormuş gibi görününce İYİ Parti böylesi bir çıkış yapıyor. Ama dediğim gibi, bu çıkış kimin aday olacağından ziyade seçmenin gazını almak üzere yapılmış gibi.
Böylesi bir karmaşa iki anlama gelebilir: Millet İttifakı bileşenleri ya çok kurnaz ve bilerek kafamızı karıştırıyor ya da kendileri de nereye gittiklerinin farkında değil. Ben ikinci ihtimali çok daha yüksek görüyorum.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
- Koridorun da ötesine geçen bir etkinlik (07.10.2023)
- Terörün farklı yöntemleri (05.10.2023)
- Liberal demokrasiden geriye ne kaldı? (03.10.2023)
- Sivil Anayasa mümkün (02.10.2023)
- Menendez çok da önemli değildi (30.09.2023)
- Zengezur koridoru ve Türk dünyası (28.09.2023)
- CHP’de herkes haklı (26.09.2023)
- Daha adil bir dünya mümkün (25.09.2023)
- Blöf mü, değil mi? (23.09.2023)
- Tesla fabrikası otomobil endüstrisine katkı sağlar (19.09.2023)