Türkiye'de bazı kuruluşların ve özellikle bazı medya kuruluşlarının yurtdışından desteklendiğini uzun süredir konuşuyorduk. Çünkü yaşananlar doğal değildi. Uluslararası büyük medya kuruluşlarının neredeyse tamamı Türkçe servislerini açmışlardı. İngilizler, Almanlar, Fransızlar,hatta Suudlar birçok muhalif gazeteciyidoğrudan destekleyerekTürkiye karşıtı yayının odağı halinegetirmişti.
Dünyanın başka ülkelerinde yerel dilde bu kadar yayın yapıldığını görmüyoruz.
Nedense bu uluslararası medya kuruluşlarının hepsi Türkçe yayın yapma peşinde koşuyor? Nedense Türkiye siyaseti çok ilgilerini çekiyor?
Halbuki Türkiye'de yaptıkları bu yayınlardan para falan kazandıkları da yok.
Zaten bir ülkede bu kadar çok sayıda basın kuruluşu varsa reklam pastasından aldıkları pay gittikçe daralır.
Ama bu kuruluşlara durmadan yenileri eklendi. Sayıları mantar gibi çoğaldı.
Burada bir tuhaflık olduğu zaten belliydi. Muhalif bir çizgi kurgulamakiçin açıkça yapılmış bir dışoperasyondu.
Aslında bu konuda çok fazla ispata gerek yok. Mesela, Alman Deutsche Welle'nin Türkçe servisine bir bakın.
BBC Türkçe'ye bakın. Çalıştıkları isimleri görün. Yayın çizgilerini takip edin.
Türkiye'ye muhalif, kendi merkezlerine taraftar olduklarını hemen görürsünüz.
İşin ilginci Suudi Arabistan bile Independent Türkçe aracılığıylabu ülkede Suudçuluk yapıyor. Sorsanız basın özgürlüğü diyecekler.
Ama bence açıkça beşinci kolfaaliyeti gösteriyorlar. Bu kişisel birsuçlama değil. Kurumsal bir operasyongerçeğini tanımak ve tanımlamak.
Doğrudan dış destek
şin şimdi yeni bir boyutu dahadeşifre oluyor. Kendini "özgür vetarafsız" gibi sıfatlarla tanımlayanbazı muhalif basın kuruluşlarınındoğrudan dış destek aldığı ortayaçıktı. Amerikalı Chrest FoundationVakfı sadece Türkiye üzerine çalışıyormuş.
Ve Türkiye'de çok sayıda gruba milyonlarca dolar para aktarıyormuş.
Sanırım bu kuruluşların ortak özelliğini tarif etmeye gerek yok.
Hiç düşündünüz mü? Amerikalı bir vakıf neden sadece Türkiye'ye ve neden sadece Türkiye'deki muhaliflere para akıtır? Bunun siyasal bir anlamı yok mudur? Tabii ki vardır.
Kimse kusura bakmasın. Bu biryayıncılık değil istihbarat faaliyetidir.
Bir ülkenin siyasi düzenini etkilemek için dış istihbarat çoğunlukla bu yola başvurur. Kendilerine yakın ve kendi söylemlerini üretecek yayıncılığı destekler. Bunun için de çeşitli paravan vakıflar kullanılır. Sadece Türkiye'de değil, dünyanın her tarafında olur.
Ama bu sıralar en çok Türkiye'deki siyasal düzeni sarsmak istedikleri için Türkiye'deki algı operasyonlarını kurgulayacak yapıları bilerek destekliyorlar.
Şimdilik karşımıza çıkan buzdağınıngörünen ucu. Kim bilir buna benzerkaç vakıf, buna benzer kaç kuruluşane kadar ödeme yapıyor? Kendini "anaakım", "tarafsız", "özgür" gibi sıfatlarlatanımlayan bu isimler umarım bundansonra bu lafları ağızlarına almaz. Zirabirçoğu için uygun sıfatın "besleme"olduğunu düşünüyorum.
Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz. Ayrıntılar için lütfen tıklayın.