HASAN BASRİ YALÇIN

Makine ve Kimya’da kimyası bozulanlar

Ne zaman bir değişimden bahsedilse, değişim ve yenilik karşıtları ortaya çıkıyor. Yakın geçmişten örnekleri saymaya lüzum var mı bilmiyorum. Bu çizgiyi hepimiz ezbere biliyoruz. Ülkemiz adına yapılan yatırımlara, üretimlere hep önyargı ile yaklaşıldı. Birtakım çevrelerin etkisiyle kamuoyu hep yanlış yönlendirildi.
Şimdi yeni bir tantana var. Makine ve Kimya Endüstrisi ve değişen yapısı hakkında. Yalan yanlış bilgi ne varsa herkes ortaya saçıyor.
"İşin aslı ne imiş, şuna bir bakalım" diyen çok az.
Peki, kanun taslağında ne var? Özetle: Sermayesinin tamamı Hazine'ye, yönetim, temsil, denetim hak ve yetkileri ise Milli Savunma Bakanlığı'na ait olan, Kurum bünyesinde görev yapan hiçbir personelin işten çıkarılması kesinlikle söz konusu olmaksızın personelin tüm mali ve sosyal hakları korunarak, özel hukuk hükümlerine tabi bir kamu şirketine dönüşüm amaçlanmaktadır.
Hal böyle iken koparılan gürültü nedir? Birtakım grupların pazar payının azalması endişesi mi yatıyor? MKE'nin pazara daha aktif katılımı rahatsızlık mı oluşturuyor? Neticede, MKE eski hantal yapısından tamamen kurtarılıp daha aktif hale dönüştürülecek. Kendini yenileyerek dünya ölçeğinde rekabete hazır hale gelecek.
Hepimizin gururu olacak bir kurumdan bahsediyoruz. Zincirlerini kırıp dünya standartlarında firmalarla boy ölçüşecek. E o zaman demezler mi, "Kardeşim, siz neyin kavgasını yapıyorsunuz" diye. O halde MKE'nin daha da güç kazanmasından endişe duyanlara bakmak lazım.
Muhalefet pozitif bir gündem sahibi olsaydı şayet, bu tür bir gelişmenin çok daha önce olması gerektiğine dair fikir beyan ederdi. Ama maalesef muhalefetin böyle bir kaygısı yok.
Sorumlu siyaset, tam bağımsız, yerli ve milli savunma için yeniliklere açık olmayı gerektirir. Gelişen koşullara ayak uydurmalısınız. Kamuoyuna yanlış bilgiler aktararak engel olmaya çalışmak, muhalefet değildir.
Bir de yabancı personel iddiası var. Yeni düzenlemeler çerçevesinde yabancı personel alımının güvenlik kaygısı oluşturabileceği ve devlet sırlarının sızdırılabileceği söyleniyor. Bu da çağdaş gelişmelere kapalı olmak anlamına gelir.
Halbuki tersine beyin göçü penceresinden bakmak lazım. Dünyanın dört bir tarafına yayılmış ama şu veya bu sebeple başka ülkenin vatandaşı olmuş yüzlerce bilim insanı var. Ve ülkemize onları çekmek ve bilgilerini Türkiye'ye aktarmak kadar doğal bir iş olamaz. Tarihimizde bunun tonlarca başarılı örneği vardır.
Ayrıca dünyada yabancı ülkelerde çalışan binlerce üçüncü ülke vatandaşı bulunuyor. Bunların arasında Türkler de var. Küresel sanayide başarının anahtarı, uzmanları çekebilme kabiliyetinizden gelir.
Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
X
Sitelerimizde reklam ve pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi amaçları ile çerezler kullanılmaktadır.

Bu çerezler, kullanıcıların tarayıcı ve cihazlarını tanımlayarak çalışır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

Bu çerezlere izin vermeniz halinde sizlere özel kişiselleştirilmiş reklamlar sunabilir, sayfalarımızda sizlere daha iyi reklam deneyimi yaşatabiliriz. Bunu yaparken amacımızın size daha iyi reklam bir deneyimi sunmak olduğunu ve sizlere en iyi içerikleri sunabilmek adına elimizden gelen çabayı gösterdiğimizi ve bu noktada, reklamların maliyetlerimizi karşılamak noktasında tek gelir kalemimiz olduğunu sizlere hatırlatmak isteriz.