Ülkemizde terörle mücadelenin uzun bir tarihi var. En az kırk yıldır PKK terörüyle boğuşuyoruz. Ve hepimiz bu illetten bıkıp usandık. Verdiğimiz can kayıpları en ağırı. Ekonomik maliyetini hesapladığınızda hayıflanmamak elde değil. Maalesef toplumsal maliyetini hesaplayamıyoruz bile. Neden olduğu toplumsal zararlar zaman zaman karşımıza çıkıyor ve canımızı acıtıyor. Dahası, terör Türkiye'nin diplomatik ilişkilerinede vurulmuş bir prangadır. Düşmanlarımız tarafından sürekli körüklenir ve aleyhimize kullanılır.
Aklıselimden uzaklaşmadankesin çözüm
Bu nedenle hepimiz bir çözüm bulmakistiyoruz. Ama bu arayış bizi aklıselimdenuzak yerlere sürüklememeli. Mesela gündelik tartışmalarla bu sorundan kurtulamayacağımızı hepimiz bilmek zorundayız. Konuyla ilgili yeterli teorik tartışma maalesef yapılmadı. Hatta örnek olaylar bile bu zamana kadar hep yanlış tartışıldı. IRA, ETA ve FARC gibi birçok örgüt hikâyesinin bu ülkede hep yanlış tartışıldığını ve aksettirildiğini söyleyebilirim. Mesela bu örgütlerle müzakereedilerek terörün bittiği söylenir. Ama tam tersidir. İlk iki örnekte alınanasayiş tedbirleri terörü çökertmiştir. Hepsinde de teröre dış desteğinkesilmesi kilit bir rol oynamıştır. Sonuncusunda ise asayiş sağlanmadan yapılan müzakere çökmüştür. Örnekleri yanlış tartıştığımız gibi PKK sorununun kendisini de tam anlamıyla ele alamadık. Yanlış bildiğimiz birçok doğru var. Mesela uzun yıllar boyunca güvenlikçi tedbirlerin terörle mücadelede yeterli olmadığı fikri yaygınlık kazandı. Halbuki asayiş tedbirlerini yeterince alamamıştık. Çünkü özellikle seksenli ve doksanlı yıllarda ciddi imkânsızlıklar vardı. Gerekli kontrol bir türlü sağlanamıyordu.
Kandil mutlaka temizlenmeli
Dahası terörün asıl kökeni hep yurtdışındaoldu. Kandil temizlenmediğimüddetçe askeri bir zafer hep yarımkalır. Diplomatik şartlar nedeniyle de buzamana kadar sınır güvenliğini sağlamakmümkün olmamıştı.
Ancak şimdi askeri yönden en başarılı olduğumuz noktadayız. Sınırlarımız yaklaşık otuz kilometre derinliğinde güvence altına alındığından 2016 yılından itibarenzayıflayan terör, bugün ülkesınırları içinde eylem yapamaz halegeldi. Asıl başarı işte bu doğru yöntemi ısrarla sürdürmekte bulunabilir. Türkiye'nin sınırlarını bütünüyle güvence altına almak ve terörün yurtdışı desteğini ve alanını imha etmek terörle mücadelenin anahtarıdır. Ancak bu aldatıcı olmasın. Terörle mücadelede zafer demek, terörü sıfırlamak anlamına gelmez. Bu da ısrarla yanlış aksettirilen bir beklentidir. Terör bir kronik insanlık sorunudur. Ve insanlık var oldukça var olacaktır. Önemli olan bunu gündelik yaşamısarsamayacak düzeylere çekebilmekve uzun yıllar boyunca bu düzeyde tutabilmektir.
O nedenle sabırla doğru bir yöntemi sürdürmek zorundayız.
Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz. Ayrıntılar için lütfen tıklayın.