Rusya-ABD farkı
Gerçekten Türkiye ile Rusya birçok konuda stratejik bakış farklılığına sahip. Suriye, Libya ve Karabağ bunların başında geliyor. Coğrafi yakınlıkları ve tarihsel arka planı açısından bu iki ülkenin birbiriyle rekabet halinde olması kadar doğal bir sonuç yok. Zaten Türkiye tarihinin büyük çoğunluğunu da bu gerilimli ilişki belirledi. Soğuk Savaş boyunca Türkiye'nin Batı'ya fazlaca mecbur kalışının ardında Sovyet tehdidi vardı. İkinci Dünya Savaşı'nın ardından Sovyetler'in Türkiye'den toprak talebi ve Boğazlar Sözleşmesi'ni bozmak istemesi o dönemler çok zayıf kalan Türkiye'yi ABD'ye bağımlı kılmıştı. Bu ilişkinin üç günde dönüşmesi beklenemezdi. Zaten tek kutuplu uluslararası sistemin bir sonucu olarak Türkiye ABD ekseninde devam ediyordu. Ama ne zaman Türkiye kendi başına karar almak ve uygulamak zorunda kaldı, ABD ile olan ilişkisi de mecburen değişime uğradı.
Rusya tarihten ders almış görünüyor
Rusya 70 yıl önce yaptığı hatayı tekrar etmedi. Putin'in realist yaklaşımı Türkiye'yi pazarlık yapılabilir bir aktör olarak görmesini sağladı. Kendi kafasında bambaşka planlar olabilir. NATO'yu yıpratmak da bunlardan biridir. Ama adım adım başlayan bir pazarlık süreci iki ülkenin de çok işine geldi. Türkiye güvenliğini sağladı. Rusya kendi konumunu sağlamlaştırdı. Dahası her seferinde iki ülke arasında çekişmeli de olsa iş yapabiliyor olmanın verdiği bir alışkanlık meydana geldi.
Bu bütün stratejik meselelerin çözülebildiği anlamına gelmez. Ama ilişkinin sürdürülebilirliğini gösterir. Şartlar değiştiğinde yepyeni bir ilişki biçimi de doğabilir. Ancak bu karşılıklı anlayış çerçevesinde Türkiye ve Rusya yakın coğrafyanın en fazla güçlenen iki aktörü haline geldi. Makul olan bunu sürdürebilmek.
Aynı dersi ABD alır mı? Göreceğiz...
Şunu açıkça söyleyelim: Bu işin yolunu ABD açtı. Hem dünya siyasetine karışmaya niyetleri yok. Hem kendi istedikleri olsun istiyorlar. Hem de Türkiye'ye buna razı olmadığı için öfkeleniyorlar. İşte bu hiç de makul değil.
Tabii ki Türkiye için en iyi senaryo ABD'nin de Rusya gibi bir bakış açısı geliştirebilmesidir. Bu Türkiye'nin alternatiflerini çoğaltır. Fakat ABD henüz o aşamada değil. Sanırım oraya gelmek için ABD'nin başka bir yerlerde başka bir sorunla karşılaşmasını beklemek zorundayız. Mesela Kıbrıs Barış Harekâtı sonrasında da Türkiye'ye ambargo uygulanmıştı. Fakat üç yıl sonra Afganistan ve İran karışınca ABD tekrar Türkiye'ye yakınlaşmak durumunda kalmıştı. Benzer gelişmeler neden olmasın. Hele ki dünyadaki karmaşa ve sarsıntılar düşünüldüğünde hiç de uzak bir ihtimal değil. Sabır ve direnç stratejik hesaplamaların en önemli unsurlarındandır. Türkiye kritik güvenlik meselelerini son dört yıl içinde çözmüş olduğundan bu sabrı gösterebilecek durumda.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
- Koridorun da ötesine geçen bir etkinlik (07.10.2023)
- Terörün farklı yöntemleri (05.10.2023)
- Liberal demokrasiden geriye ne kaldı? (03.10.2023)
- Sivil Anayasa mümkün (02.10.2023)
- Menendez çok da önemli değildi (30.09.2023)
- Zengezur koridoru ve Türk dünyası (28.09.2023)
- CHP’de herkes haklı (26.09.2023)
- Daha adil bir dünya mümkün (25.09.2023)
- Blöf mü, değil mi? (23.09.2023)
- Tesla fabrikası otomobil endüstrisine katkı sağlar (19.09.2023)