HASAN BASRİ YALÇIN

İran’ın endişesi ve fırsat arayışı

İran Parlamentosu'ndaki kavgalara bakarsanız İran'da Türkiye karşıtlığının zaman içerisinde artış gösterebileceğini düşünürsünüz. Türkiye ile ilgili tartışmaların stratejik boyutları olduğu gibi bir iç siyasi çekişme unsuru olarak kullanıldığı da ortada.
Bugünlerde zaten hangi diplomatik konuya elinizi atsanız çoğunlukla ülkelerin iç siyasi gelişmeleriyle de karşılıklı etkileşim içerisinde olduğunu görürsünüz. Nasıl ABD kendi iç çekişmelerinden dolayı doğru düzgün bir dış politika perspektifi geliştiremiyorsa İran da benzer nedenlerle Türkiye karşıtlığını abartılı boyutlara taşıyabilir.
Halbuki böylesi belirsizlik çağlarında akılcı olan sakin kalabilmektir. Tek bir şiirle altüst olduğunuz ortaya çıkarsa zayıflığınızın bir göstergesi olur.
Şurası çok açık. İran ve Türkiye tarih boyunca bölgede iki önemli aktör olarak çoğunlukla gerilimli ilişkilere sahip olmuştur. Ancak yine aynı tarih bize İran ve Türkiye'nin uzun yıllar boyunca savaşa girmediğini de gösterir. Bölgesel rekabet hep var olmuştur. Ama sıcak çatışmaya dönüşmez.
Görebildiğim kadarıyla Türkiye'nin tavrı bu gerçeklere uygun biçimde ilerliyor. Doğrudan doğruya İran'ı karşısına almak gibi bir hevesi yok. Ama tüm kriz alanlarında da ciddi bir rekabeti sürdürdüğünün farkında. Önemli olan bunun sınırlarını iyi belirlemek. Çünkü bu rekabetin başka boyutlara varması iki tarafın da tercih edeceği bir durum değil.
Ama sanırım İran hem çok sıkıştığını hem de yakın zamanda Biden iktidarı sonrası yeni fırsatlar yakalayacağını düşünüyor. Obama döneminde olduğu gibi Biden İran'la normalleşme arayışına girebilir ve nükleer anlaşmayı yenileyebilir. Obama döneminde bu İran'ın çok işine gelmişti. Bölgesel etkinliğini ciddi anlamda artırmıştı. Fakat her yönüyle Obama döneminin tekrar edeceğini düşünüyorsa büyük hata yapıyor. İran 2013- 2016 arası kendisine geniş bir manevra alanı bulmuştu. Ama bu çoğunlukla Türkiye'nin ABD ile ilişkilerinde yaşadığı özel bir durumla ilgiliydi. O ilişki artık yok. Türkiye ABD'den bağımsız bir Ortadoğu siyaseti kurguladı ve başarıyla birçok köşe başını tuttu. Pozisyonu sağlam. Ayrıca ABD'nin İran'a alan açması durumunda bölgesel denklemlerin de baştan aşağı yenilendiğini görebiliriz. Bugün Amerika ile iş yapan ülkelerin bir anda Amerika'dan uzaklaşmak zorunda kalacakları ve belki de İran karşıtı bir koalisyon oluşturmak isteyecekleri öngörülebilir. Türkiye hiç tartışmasız bu denklemlerin en güçlü aktörü olacaktır.
İran'ın biraz bu yeni şartlara göre hesap yapması hepimiz için iyi olur. Ama maalesef şimdilik bunun sinyallerini vermiyor. Endişe anında ürettiği bir iyimserliğin peşine takılma ihtimali daha yüksek.
Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
X
Sitelerimizde reklam ve pazarlama faaliyetlerinin yürütülmesi amaçları ile çerezler kullanılmaktadır.

Bu çerezler, kullanıcıların tarayıcı ve cihazlarını tanımlayarak çalışır.

İnternet sitemizin düzgün çalışması, kişiselleştirilmiş reklam deneyimi, internet sitemizi optimize edebilmemiz, ziyaret tercihlerinizi hatırlayabilmemiz için veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız.

Bu çerezlere izin vermeniz halinde sizlere özel kişiselleştirilmiş reklamlar sunabilir, sayfalarımızda sizlere daha iyi reklam deneyimi yaşatabiliriz. Bunu yaparken amacımızın size daha iyi reklam bir deneyimi sunmak olduğunu ve sizlere en iyi içerikleri sunabilmek adına elimizden gelen çabayı gösterdiğimizi ve bu noktada, reklamların maliyetlerimizi karşılamak noktasında tek gelir kalemimiz olduğunu sizlere hatırlatmak isteriz.