Azerbaycan ordusu 44 gün içerisinde büyük bir başarıya imza attı. Stratejik Şuşa kenti düştüktensonra Ermenistanteslim bayrağını çekti. Rusya'nın aracılık ettiği bir anlaşma imzalandı. Anlaşmanın tek tek maddelerini ele alacak değilim. Zaten haberlerde yeterince döndü ve hepimiz bilgi sahibi olduk. Ama genel bir değerlendirmesini yapmak gerek. Zira bu anlaşmanın ne ifade ettiği çok önemli bir konu ve farklı açılardan ele almakta fayda var.
Anlaşmanın içeriğine göre Azerbaycan işgal altındaki Karabağ bölgesinde egemenliğini kuracak. Dağlık Karabağ'daki Ermeni nüfus varlığını koruyacak. Laçın koridoru ve Dağlık Karabağ'da Rus barış gücü olacak. Son olarak Ermenistan, Nahçıvan ile Azerbaycan arasında bir koridora razı olacak.
Anlaşma, başarı mı başarısızlık mı diye soranlara verilecek tek bir cevap var. Önceki durumla bunu karşılaştırın. Bundan beş yıl önce statükonun değişebileceğini hayal bile etmek zordu. Rusya'nın tavrında böylesi bir gevşeme beklenmiyordu. Azerbaycan ordusunun Türkiye desteğiyle böylesi bir askeri başarı üretme şansı bu kadar yüksek değildi. Şimdi 44günlük bir operasyonsayesinde Azerbaycanordusu Karabağ bölgesininyarısını savaşarakdiğer yarısını damasada egemenliği altınaaldı. Bu küçümsenemeyecek bir başarıdır. İkinci önemli başarı ve uzun vadede çok daha etkili olacak bir başka sonuç ise Nahçıvan'la Azerbaycan'ın karayoluyla birbirine bağlanacak olması. Böylece Türkiye ile Azerbaycan arasındaki kara bağlantısı da kurulmuş olacak.
Bu anlaşmada endişe verici tek konu Rus askerinin hem Laçin hem de Dağlık Karabağ'da konuşlanmasıdır. Rus askerivarlığı olmadantüm bölge doğrudanAzerbaycan kontrolünegeçmiş olsadört dörtlük biranlaşma olurdu. Ama gerçekçi olmakta fayda var. Rusya'nın baştan beri bu tür taleplerde bulunacağı belliydi. Aslında bu Rus askeri varlığı beş yıllık bir süreye bağlanmış durumda. Azerbaycan beş yılın dolmasına altı ay kala Rus askerinden çekilmesini çok daha uygun koşullarda kolayca isteyebilir. O zaman tüm süreç sorunsuzca zaferle tamamlanmış ve Azerbaycan'ın tüm talepleri mutlak bir egemenlik prensibi etrafında gerçekleşmiş olur. Anlaşmada göremedik ama Aliyev Türk askeri gücünün konuşlanmasını da dile getiriyor. Bu başarılamayacak bir iş değil. Buanlaşmadan bağımsız,benzer bir Türk gücününRus güçlerinin hemenyakınlarında konuşlanmasınıAzerbaycankendi topraklarında tektaraflı olarak kararabağlayabilir.
Barış anlaşmaları nadiren tek tarafın mutlak kazancıyla biter. Yoksa zaten anlaşma yapmaya gerek yoktur. O zaman sonuna kadar savaşmak gerekirdi. Bazı şartlar kazanan tarafların da barış anlaşması yapmasına neden olur. Bu açıdan bakıldığında anlaşmanın şimdilik büyük bir başarı olduğu söylenebilir. Önemli olan bundan sonraki beş yıllık süre içerisinde adım adım mutlak egemenliğin kurulması ve Türk askerinin bir şekilde Azerbaycan'da konuşlanmasıdır.
Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz. Ayrıntılar için lütfen tıklayın.