Sonunda belli oldu. Amerikan seçimlerini Demokrat Biden kazandı. Trump karşıtları bayram ediyor. Bazen de abartılı iyimserlik gösterilerine rastlıyoruz. Özellikle Türkiye'de muhalefet bunu yeni bir nefes olarak görüyor. Biden'da nebulduklarını pekanlamak mümkündeğil ama sanırımAmerikan merkezlidünya siyasetininyeniden kurulacağınıhayal ediyor olabilirler. Bu mantığa göre, Trump geldiği günden beri Amerika'yı izolasyonculuk çizgisine çektiği için uluslararası kurumlar işlemez hale gelmişti. Yerelcilik ve popülizm artış gösteriyordu. Biden gelince uluslararası siyasette yeniden uluslararası kurumları ön plana çıkartabileceğini düşünüyorlar.
Bir kısmı doğru. BidenAmerikan dış politikasınıyeniden belirlemeye çalışacak.Amerika'yı dünyanın merkezinekonumlandırıp uluslararasıolaylara daha müdahil hale getirmekisteyecek. Bunu tercih edermisiniz bilmem ama bunda başarılıolabileceğini düşünüyorsanızciddi anlamda yanılıyorsunuz. Biden kaçınılmaz olarakbir rüzgâr estirebilir.Amerika'yı özleyenlerin beklediklerisöylemleri de üretebilir.Fakat Amerikanmerkezli neoliberal bir uluslararasıdüzen kurma şansıyok denecek kadar az. İki çokbüyük sorunu var. Birincisi dünyaeski dünya değil. İkincisi Amerikaeski Amerika değil.
Amerika'nın çöktüğünü falan ima etmiyorum. Amerika'nın dünya siyasetindeki ağırlığını da küçümsemek gibi bir niyetim yok. Ama yeni Amerikan kabinesi kutuplaşmanın zirve yaptığı bir dönemde göreve geliyor. Seçim sonuçları Amerikan toplumunun ciddi bir gerilime doğru koştuğunu da gösteriyor. Amerika'daki izolasyonculuk bitmiş falan değil. Aksine şimdi daha da bilendi. Biden her uluslararasısiyaset hamlesindeher şeydenönce kendiiç kamuoyundanciddi eleştirileremaruz kalacaktır. Amerikan ekonomisini düzeltmesi ve dış politikada maceracılıktan uzak durması gerektiği sürekli toplum tarafından kendine hatırlatılacak. Zaten Obama da bir çeşit izolasyoncuydu. Ama bu işi Trump'tan daha kibar yapıyordu. Biden'ın da üçüncü bir Obama dönemi olacağını düşünecek olursak öyle dünya siyasetinde muazzam bir Amerikan rüzgârı esmeyeceğini öngörebiliriz.
Sonuçta kimse Biden'ın dünyada güç kullanacağını düşünmüyor. Ama güç kullanmadığı müddetçe de Amerika'nın ikna edici bir süpergüç gibi davranması imkansıza yakın. Sadece uluslararası kurumlar yoluyla Rusya ve Çin gibi aktörleri herhangi bir yola sokması beklenmez. O zaman da tüm yapıp ettiği kuru bir söylemden ibaret kalabilir. Eğer meselaRusya'yı güç kullanarakSuriye ve Libya'dan itebileceğinidüşünüyorsanız o zamanBiden fark yaratacak dersiniz.Ama aksi halde Bidendönemi Obama gibi çok lafaz iş dönemi olabilir.
Ama bu Biden'ın Türkiye karşıtlığı yapmayacağı anlamına gelmez. Her türlü yolu deneyeceğini zaten kendi söylüyor. Ekonomik sıkıştırma en büyük silahı olacak. Ama bunun dışında pek fazla yapabileceği iş yok.
Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz. Ayrıntılar için lütfen tıklayın.