Amerika nereye koşuyor?

Hikâyeyi bilmeyen yoktur. Ama cuk diye yerine oturduğundan tekrar anlatmasak olmaz. Cenaze namazı kıldıracak kimse kalmayınca yoldan geçen Bekri Mustafa'yı cemaat imam yapmış. Namazı kıldıran Bekri Mustafa ardından eğilip tabuta bir şeyler fısıldar. Cemaat merak içinde sorar ne söylediğini. Bekri Mustafa cevap verir: "Sen şimdi ahirete gidiyorsun. Orada sana bu dünyada ne var ne yok diye soran olursa Bekri Mustafa imam olmuş de, onlar zaten anlar."
Dünya siyasetinin geldiği durumu bundan daha iyi anlatacak bir hikâye yok gibi. Amerikan devlet başkanlığı için yarışan iki adaya ve bu iki aday arasında geçen tartışmaya bakarsanız, dünyanın halinin nice olduğunu anlarsınız.
Dünyanın hala tek süpergücü olan devasa bir imparatorluk mekanizmasının başına geçecek iki aday da birbirinden beter. Trump herkesin malumu. Ne zaman ne yapacağı belli olmayan, bütün teamülleri çiğnemekte zırnık kadar tereddüt etmeyen bir başkan. Dört yılı bulan iktidarında Amerika resmen bir tiyatro sahnesine döndü. Dünya siyasetine dair hiçbir kaygısı yok. Çoğunlukla kendi kişisel çıkarlarını Amerikan devletinin çıkarlarının bile önüne koymaktan çekinmedi. Bazen yaptığı hareketler üzerinden akli dengesini bile sorgulayanlar var.
Öbür tarafta ümit olarak pompalanan Biden ise emeklilikten dönmüş ve muhtemelen nörolojik sıkıntıları nedeniyle sağlıklı görev yapma ihtimali çok zayıf olan bir aday. Hem kişisel hem de ailesiyle ilgili ahlaki birçok sorundan bahsediliyor.
İkisini beraber bir tartışmada görünce resim çok daha net biçimde ortaya çıktı. Bir Amerikan vatandaşı bu iki kötü adaydan birini seçmek zorunda. Hele tartışma esnasında birbirlerine karşı ettikleri laflara ve seviyeye baktığınızda dünyanın geleceği adına endişelenmemek elde değil. Kutuplaşmanın ve kişiselleştirmenin zirvesini gösterdiler bize beraberce. Derler ya kişinin kendine ettiğini bütün dünya bir araya gelse edemezmiş. Bu devletler için de öyle. Amerika'nın kendine ettiğini tüm dünya bir araya gelse edemezdi. İçten içe çürüyen dev bir ağaç gibi. İçi boşalan ağaç kütüğüne dönüşüyor. Böylesi tipleri adaylığa çıkaran siyaset böylesi adaylardan başkan seçecek bir toplumun geleceği çok da parlak olacak gibi görünmüyor.
Tek zararı kendisine de değil. Tüm dünyayı sarsan bir kaosa dönüşme ihtimali çok yüksek. O yüzden gemisini kurtaran kaptan misali bu yeni kaos dönemine hazırlıklı olmak gerekecek. Kimileri yükselecek kimileri girdaba kapılacak. Kemerlerinizi sıkı bağlayın.