İstikşafi görüşme
Ama tabii ki çoğunlukla bu sözlük tanımına uygun yürümez işler. Türkiye ve Yunanistan aralarındaki tartışmalı başlıkların birer teknik ayrıntıdan ibaret olmadığını biliyor. Aslında bu meselede teknik ayrıntı yok denecek kadar az. Çoğunlukla siyasal. Hem de en üst düzeyden. Egemenlik tartışması. Adaların ve denizlerin egemenliği konusunda barışçıl görüşmelerle ne kadar yol alınabileceğini hepimiz biliyoruz. Devletler en zor zamanlarında dahi egemenlik konularında sonuna kadar kıskanç olmuştur. Çünkü kaybedilen bir karış toprak veya su parçası değil ülkenin geleceği ve güvenliği olarak görülür. Doksanlı yıllardaki Kardak Krizi'ni hatırlayın. Bir iki kaya parçası olduğunu sanıyorsanız yanılıyorsunuz. Devletler bu tür gelişmeleri genelde bir domino etkisi üzerinden okuma eğiliminde olur. Şayet dominolardan biri düşerse tüm hepsinin düşeceğini düşünmeden edemezler. O yüzden kayalık gibi görünen bir adacık bir anda ulusal güvenlik sorunu haline gelebilir. Şimdi çok daha geniş bir alandan bahsediyoruz. Doğu Akdeniz'in paylaşımı söz konusu. Ve bu da büyük oranda adalar meselesiyle ilintili. Dolayısıyla iki tarafın da müzakereler yoluyla bir anlaşmaya varmasını beklemek saflık olur.
Bu tür durumlarda müzakereler çoğunlukla zaman kazanmak ve alternatif yolları tüketmek için yapılır. Türkiye bütün bu yolları teker teker tüketmese yayılmacılıkla suçlanır. Yunanistan masaya gelmese şımarıklığı ortaya çıkar. O yüzden dostlar alışverişte görsünler hesabı yapılır ve görüşüyormuş numarası çekilir.
Şu gelişmelere bakıp Türkiye Yunanistan ilişkilerinin normalleşeceğini sanmak doğru olmaz. Yeni bir döneme girdik ve bu dönemde diplomasi çözüm aracı olmaktan ziyade bir görüntü aracıdır. Yanlış bir hesapla diplomasiye çok büyük anlam yükleyenler kazançlı çıkamaz. Hele bir de kamu diplomasisi meselesi var ki, abartılması durumunda bırakın işe yaramayı başınıza iş bile açabilir. Konuşma ve reklam yapma zamanı değil. Yapabiliyorsanız iş yaparsınız.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
- Koridorun da ötesine geçen bir etkinlik (07.10.2023)
- Terörün farklı yöntemleri (05.10.2023)
- Liberal demokrasiden geriye ne kaldı? (03.10.2023)
- Sivil Anayasa mümkün (02.10.2023)
- Menendez çok da önemli değildi (30.09.2023)
- Zengezur koridoru ve Türk dünyası (28.09.2023)
- CHP’de herkes haklı (26.09.2023)
- Daha adil bir dünya mümkün (25.09.2023)
- Blöf mü, değil mi? (23.09.2023)
- Tesla fabrikası otomobil endüstrisine katkı sağlar (19.09.2023)