Organize düşmanlık
Bir sahte "şeyh" bulunuyor. Önce birkaç habere konu ediliyor. Kimlik kurgulanıyor. Çeşitli röportajlar yapılıyor. Görüntüler veriliyor. Sonra birden bir skandal patlatılıyor. İşin içerisinde cinsel istismar muhakkak bulunuyor. Suçun şahsiliğine bakılmadan dinle alakası olan ne kadar kurum varsa hepsi birden tek bir sepete konuluyor. Ve ağır hakaretlerin önü arkası kesilmeden geliyor.
Olabilir. Dini örgütlenmelerde de ticari örgütlenmelerde de meslek kuruluşlarında da siyasi partilerde de bin türlü sapkın insan çıkabilir. Hiçbir suç belli bir zümreye veya belli bir gruba ait değildir. PKK adına çocuk devşirip o çocukları sapkın bir ideoloji çerçevesinde eğitip onlardan terörist üretildiği gibi veya o çocuklara ve kadınlara yönelik cinsel istismar olduğu gibi dini bir grupta da bu tür işler olabilir.
Ama mesele bu değil. Bu gerçeği hepsi biliyor ama din düşmanlığı sınır tanımadığı için önce bütün dini gruplar aynı sınıfa sokuluyor. Bütün hepsine cinsel istismarcı damgası vuruluyor. Sonra bu iş tarikatlarla veya vakıflarla da sınırlı kalmıyor. Tüm Müslümanlara yönelik bir saldırıya dönüşüyor. Her bir olay bir sonrakinin altyapısı haline getirilerek genellemeler her seferinde bir adım daha öteye taşınıyor.
Densiz bir provokatör meseleyi dini gruplardan çıkartıp İmam Hatip Lisesi mezunlarına kadar getirdi. Milyonlarca insanı "cinsi sapık ve sahtekar" olarak niteledi. Bunun bir dil sürçmesi falan olmadığı çok belli. Böylesi alçakça bir ifadeyi o kadar rahat kullanıyor ki, hayret etmekten kendimizi alamıyoruz. Düşünsenize böyle bir iftiranın herhangi bir gruba karşı yapıldığını. Birisi "Fen Lisesi'nden mezun olanların alayı sapıktır" gibi laf edebilir mi? Ama söz konusu din ve dindar insanlar olduğunda bu tür alçaklar sınır tanımayan bir saldırganlığı organize biçimde sergileyebiliyor.
Dünyada bin türlü terör grubu vardır ama tüm dünya terörün İslamla ilişkisini kuran söylemler üretir. Bin türlü sapkınlık olur ama özellikle dini gruplar üzerinden fırtına kopartılır. Bu bilinçli bir kampanyanın ürünüdür. Hem yurt içinde hem de yurt dışında on yıllardır sergilenen bir tutum.
Hepimiz neyle karşı karşıya olduğumuzu bilip ona göre hareket etmek zorundayız. Böylesi saldırganlıklara karşı hukuk içinde mücadele vermek zorundayız. Ama toplumsal olarak da bu provokatörleri ifşa edip toplumsal kınama mekanizmalarını devreye sokarak da mücadele etmeliyiz. Böylesi tipleri hala TV programlarına çıkaranlar da en az bunlar kadar suçludur. Kampanyanın parçasıdır.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
- Koridorun da ötesine geçen bir etkinlik (07.10.2023)
- Terörün farklı yöntemleri (05.10.2023)
- Liberal demokrasiden geriye ne kaldı? (03.10.2023)
- Sivil Anayasa mümkün (02.10.2023)
- Menendez çok da önemli değildi (30.09.2023)
- Zengezur koridoru ve Türk dünyası (28.09.2023)
- CHP’de herkes haklı (26.09.2023)
- Daha adil bir dünya mümkün (25.09.2023)
- Blöf mü, değil mi? (23.09.2023)
- Tesla fabrikası otomobil endüstrisine katkı sağlar (19.09.2023)