Yunanistan savaş mı istiyor?
Ezberden konuşmamak lazım. Yunanistan ile yaşadığımız bu yeni gerilim dönemi daha öncekilerden çok farklı. Evet Yunanistan hep Batı'nın şımarık çocuğu olmuş ve Türkiye'ye karşı kullanılmıştır. Yine şımarıkça hareketler yapıyor ve hakkı olmayan alanlarda hak iddia etmeye kalkışıyor.
Ancak bu sefer ne dünya eski dünya ne de Türkiye eski Türkiye.
Ve esasen Yunanistan da bunun farkında. Türkiye ile savaşmaya kalkışmanın kendisi için çok vahim sonuçları olacağını bilir. Doksanlı yıllardaki saldırganlığını arkasındaki güçlere borçluydu. Avrupa Birliği'ni ardına aldığından Amerikan desteğine de uzak değildi.
Gerçi Amerika NATO çerçevesinde düşünür, Türkiye'yi devre dışı bırakacak adımlar atmazdı ama yine de Yunanistan genel olarak bir Batı koruması altındaydı.
Aynı şekilde uluslararası hukuk ve kurumların yaygınlığı sayesinde Yunanistan 1982 tarihli Birleşmiş Milletler Deniz Sözleşmesi'ne dayanarak Türkiye'yi sıkıştırmaya çalışırdı. O tarihlerde dahi herhangi bir kazanım elde ettiği olmamıştır. Bugün ise dünyada kimsenin uluslararası hukuk metinlerine baktığı yok. Çünkü bu anlaşmaların arkasındaki neo-liberal düzen de yok.
Arkasına bir abi bulup kendinden daha güçlü bir ülkeye nanik yapan Yunanistan ile bugünkü arasında dağlar kadar fark var. Bugün telaş içinde Türkiye'nin adımlarına tepkisel cevap vermeye çalışan fakat her seferinde yeni bir çıkmaza doğru sürüklenen bir Yunanistan izliyoruz.
Yunanlı yetkililer Doğu Akdeniz meselesinin kapağını belki de doğru zamanda kaldırdığını düşünüyor olabilir.
Türkiye, Suriye'de uluslararası güvenlik krizleriyle boğuşurken Doğu Akdeniz'e eğilemeyeceğini düşünmek çok da mantıksız değildi. Ama Türkiye birçok farklı coğrafyada birçok krizi düzene soktuktan sonra dikkatini Doğu Akdeniz'e çevirdiğinde Yunanistan hala yeteri kadar yol alabilmiş değildi. Ve hepsinden önemlisi eskiye göre hesap yapan Yunanistan abilerinin kendisini bu kadar kolay terk edeceğini düşünmemiş de olabilir.
Şimdilerde gördüğümüz kadarıyla arkasında bir AB desteği yok. Yalnızca zayıf bir Fransa desteği ve çekingen bir Alman arabuluculuğu söz konusu. Avrupalı devletler Doğu Akdeniz gazı için avuçlarını ovuşturuyor olabilir ama onların da Türkiye'ye karşı zorlayıcı etki yapması kolay görünmüyor. Ne Fransız donanması ne Alman ekonomik baskısı Türkiye'yi vazgeçirebilir.
Doğu Akdeniz konusunda Türkiye bir karar aldı. Henüz bunların ayrıntıları çok net değilmiş gibi görünse de aslında çok net. Hatta Doğu Akdeniz'i aşan kısımlarının dahi uzun vadeli olarak planlandığını söyleyebiliriz. Türkiye önündeki fırsatı görüyor. Yunanistan ise çaresizliğini daha iyi anlarsa bu süreci daha az hasarla atlatabilir. Ama boş kabadayılığa devam ederse sadece Doğu Akdeniz'i değil çok daha başka şeyleri kaybedebilir.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
- Koridorun da ötesine geçen bir etkinlik (07.10.2023)
- Terörün farklı yöntemleri (05.10.2023)
- Liberal demokrasiden geriye ne kaldı? (03.10.2023)
- Sivil Anayasa mümkün (02.10.2023)
- Menendez çok da önemli değildi (30.09.2023)
- Zengezur koridoru ve Türk dünyası (28.09.2023)
- CHP’de herkes haklı (26.09.2023)
- Daha adil bir dünya mümkün (25.09.2023)
- Blöf mü, değil mi? (23.09.2023)
- Tesla fabrikası otomobil endüstrisine katkı sağlar (19.09.2023)