Dört yıl sonra hala kripto FETÖ'cüler ortaya çıkabiliyor. Güvenlik güçleri hala bu örgütün uyuyan hücreleriyle mücadele halinde.
Bunca zaman sonra ortaya çıkanlara bazen hayretler içerisinde bakıyoruz bazen de örgütün doğası nedeniyle artık ne görsek şaşırmaz olduk. Baştan beri söylediğimiz birşey var. Bu örgüt herhangi birterör örgütü değil. Temel özelliğive iş yapma biçimi gizlenmekolduğundan örgüt mensuplarınınen büyük uzmanlığıkendilerini saklamak. Bu nedenlemücadelenin kolay olmadığınıhepimiz anlamış durumdayız.
Ama yine de hala hepimiz zaman zaman tedirgin oluyoruz. Kamuoyunun konuya dair hassasiyeti gayet doğal. Bu örgütün ne kadar tehlikeli olduğunu bildiğimiz için kısa sürede bir çözüm istiyoruz ve örgütün artık işlemez hale gelmesini bekliyoruz.
Dediğim gibi kamuoyunun hassasiyeti kesinlikle anlaşılabilir. Ama maalesef terör çalışmalarından bildiğimiz üzere terör örgütlerinin öyle üç beş gün içerisinde bitmeyeceği de ortada. Önemli olan bu mücadeleyi sürekli halegetirmek ve siyasi tartışmaların zeminiolmaktan çıkarmak. Tüm ülkeyi esir almayaçalışan bir örgütle mücadelede hepimizin faydasıvar. Bu nedenle muhalefetin dedaha anlayışlı olması ve iktidara bumücadelede destek sunması gerekir. Anlamsız tartışmalara boğulduğu zaman bu işten sadece örgüt karlı çıkar. Maalesef muhalefetin kullandığı "kontrollü darbe" ve benzeri ifadeler nedeniyle konu asıl mecrasından ciddi anlamda sapıyor.
Ama yine de yurt içinde örgütün belinin kırıldığını söyleyebiliriz. Belki tek tük örgüt mensupları saklanmayı becerebilir fakat şu şartlar altında herhangi bir örgütlü eyleme girişmesi çok kolay değil. Binlerce davada yüzbinlerce FETÖ'cü yargı önüne çıktı. Davalar hızla sonuçlanıyor.
Fakat örgüt maalesef yapılanmasını yurtdışında devam ettiriyor. Türkiye karşıtlığının merkezi haline geliyor. Yabancı ülkelerden aldıkları örtük destek sayesinde de yurtdışında ciddi bir kamuoyu oluşturmuş durumda. Asıl zorlu mücadele alanı işte tam burası. Uzun zamandır yurtdışında FETÖ'nünne bela bir terör örgütü olduğunu anlatmayaçalışıyoruz. Fakat bu örgütün neolduğunu bizden daha iyi bilen ve örgütlekol kola yürüyenlere bu işi anlatmanın birimkânı yok. Maalesef müttefikimiz dediğimizülkeler bunlara güvenli liman hizmeti vermeyedevam ediyor.
Karşı kamuoyu kurma çabasını anlamlı buluyorum ama çok başarılı olacağımıza da inanmıyorum. Batılı ülkeler kendi aparatlarını korumakta kararlı. Bu nedenle konuşularak halledilecek gibi değil. Güç kullanmanın çeşitli yollarını bulmak zorundayız. Türkiye bazı kilit ülkeler belirleyip vebu ülkelere yönelik diplomatik baskıyısonuç alacak argümanlar üzerinden artırabilir. Uluslararası ilişkilerin al-ver dönemi içindeyiz. Elbet birçok ülkenin Türkiye ile müzakere etmek durumunda kaldığı birçok başlık var. Uluslararası etkinliği artan bir Türkiye'nin pazarlık şansı da artacaktır. Ve o zaman bazı ülkelere reddedemeyecekleri teklifler yapılabilir. Öncelikle zayıf ülkelerden başlamak oradan daha güçlülere doğru yol almak iyi bir yöntem olsa gerek.
Yasal Uyarı: Yayınlanan köşe yazısı/haberin tüm hakları Turkuvaz Medya Grubu’na aittir. Kaynak gösterilse veya habere aktif link verilse dahi köşe yazısı/haberin tamamı ya da bir bölümü kesinlikle kullanılamaz. Ayrıntılar için lütfen tıklayın.