Muhalefetin kardeş partilerine iyi eğlenceler
Hem de topluca.
O kadar kanka olmuşlar ki, Twitter üzerinden birbirlerine cilveli, sıralı göndermeler yapıyorlar. Meral Hanım'ı Kemal Bey alıntılıyor. Ona da Pervin Buldan cevap veriyor.
Hayır, madem bu kadar iyi anlaşıyorsunuz neden bunu resmi ittifaka dönüştür müyorsunuz? Halbuki Pervin Buldan size nasıl da canı gönülden destek veriyor?
Şakalaşmalarından anladığımız kadarıyla biz boş yere konuşup tartışıyoruz. CHP, İP ve HDP liderleri oturup beraber dizi seyredecek kadar ilerletmişler muhabbeti.
Şaka bir yana. Benim asıl anlamadığım kısmı şu. Birçoğumuz günlük yaşamın hengamesinde bırakın sezon sezon dizi izlemiyi tek bir film izleyecek vakit bile bulmazken parti liderleri bu işlere vakit ayırabiliyormuş. Bir parti teşkilatı yönetmiyorum ama yine bir diziyi baştan sona bitirebildiğimi hatırlamıyorum. Demek ki böylesi işler için parti lideri olmak gerekiyormuş.
Ama her parti lideri öyle değil. Muhalefet liderleri dizi geyiği çevirirken Cumhurbaşkanı Erdoğan yine bir koşturmacaya başladı. Demek ki neymiş? Kimileri klimaların altında Netflix dizisi seyrederken, kimileri de Katar sıcağında çalışıyormuş. Sonra da "neyi yanlış yaptık" diye üzülürler. Yahu siz dizi seyrederken Erdoğan hala canını dişine takmış çalışıyor. Daha ne olsun?
Bu olay benim için çok öğretici oldu. Hep konuştuk muhalefetin tembelliğini. Kendimizce mantıklı açıklamalar bulmaya çalıştık. Neden her cümleye "ne işimiz var" sorusuyla başladıklarını anlamaya çalıştık. Halbuki cevap çok basitmiş. Dizi seyredeceklermiş.
Öyle tabi. Netflix'te dizi izlemek varken ne işimiz var Libya'da. Kayak tatili yapmak varken ne gerek var deprem bölgesine gitmeye. Bodrum'a gitmek varken ne işimiz var Suriye'de.
Herkesin tercihi karışmayız tabii ki. Ama beni asıl üzen noktalardan biri de ülke yönetmeye talip insanların Netflix kültürüne kendilerini bu kadar kaptırmış olmaları. Herkes istediği şeyi seyreder, eyvallah. Ama ülkenin bunca gündemi varken Netflix'ten bu kadar beslenmeleri beni rahatsız etti. Netflix hem bir eğlenceliktir hem de küresel kültürel hegemonyanın bir mecrasıdır. Belli temalar özellikle belli bakışaçılarıyla sunulur.
Ve maalesef bilgi üretiminde çok geniş bir yer tutuyor. Özellikle başka kaynaklardan beslenmeyenlerin kafalarını ciddi anlamda formatlayacak bir yapı olduğunu düşünüyorum. Bu açıdan bakınca da bizim muhalefetin vizyon ve görüşlerinin bu tür mecralarda şekillendiğini görmek bana anlamlı geldi.
Derdim ahlak zabıtalığı yapmak falan değil. Ancak bu küreselcilik zihniyetinin taşıyıcılarına karşı uyanık olmakta fayda var. Dahası ülkemizden tonlarca para kazanan bu şirketlerin vergilendirilmesi ve denetlenmesi de şart.
Kimse kusura bakmasın özgürlükler adı altında bu ülkeye beş kuruş vergi ödemeden tonlarca parayı alıp götürmelerine izin verilemez. Yine bu şirketlerin öyle ya da böyle bu ülkenin hukukundan kaçmalarını da engellemek lazım.
İnşallah en kısa sürede hukuki düzenlemeler yapılır ve bu mecralar diğer ülkelerde açtıkları gibi Türkiye'de de ofis açmak zorunda kalır ki, hukuka uygun hale gelsin.
Sonra kim kiminle beraber hangi diziyi seyrederse seyretsin. Millet İttifakı'nın kardeş partilerine iyi eğlenceler. Nasıl olsa ülkemizin geleceği için çalışanlar var.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
- Koridorun da ötesine geçen bir etkinlik (07.10.2023)
- Terörün farklı yöntemleri (05.10.2023)
- Liberal demokrasiden geriye ne kaldı? (03.10.2023)
- Sivil Anayasa mümkün (02.10.2023)
- Menendez çok da önemli değildi (30.09.2023)
- Zengezur koridoru ve Türk dünyası (28.09.2023)
- CHP’de herkes haklı (26.09.2023)
- Daha adil bir dünya mümkün (25.09.2023)
- Blöf mü, değil mi? (23.09.2023)
- Tesla fabrikası otomobil endüstrisine katkı sağlar (19.09.2023)