Şizofrenlikte zirve
Muharrem İnce'yi çok yakından takip etmem ama belki de bu dünyada kendisine en fazla hak verdiğim lafı "şizofren" kavramıydı.
Kimseye hakaret etmek gibi bir niyetim yok. Ama tarif gerçekten çok iyi. Muhalefetin inandığı şeylere bakınca insan başka edecek laf bulamıyor.
Şizofreni gerçeği algılama sorunudur.
Gerçekle bağın kopması demektir. İnce bu lafı seçim sonrası kaçırıldığı iddialarına cevap olarak kullanmıştı. İnsanların ne tür saçmalıklara inanabileceğini o zaman görmüştük. Ama hadi bu büyük bir hayal kırıklığının ardından yaşanan anlık bir krizin sonucu diyelim. Ama maalesef bu kitlesel şizofreni hallerinde düzelmeye dair en ufak bir eğilim olmadığı gibi gün geçtikçe daha da artıyor. Ortaya trajikomik görüntüler çıkıyor.
Her gün bir saçma haber ve buna inanan tonlarca insanı görünce hayretler içinde kalıyorum. Bir de bunların içinde kelli felli tipleri görünce küçük dilimi yutuyorum. Hastalıktır. Allah şifa versin demekten başka bir şey gelmiyor elimden.
Bunlar salgın çıktığı günden beri canları neyi istiyorsa ona inanıyor ve onunla ilgili propaganda yapıyor. Karşımıza ilk önce eski tüfek bir şarkıcı çıktı. Türk hükümetinin bazı ilaçları hastalardan sakladığını ima ediyordu. Bununla da kalmıyor doktor gibi millete ilaç tavsiye ediyordu. Biraz eleştirilince özrü kabahatinden beter oldu. Meğerse birkaç doktor arkadaşı varmış. Bu nedenle kendisi de ilaç tavsiye edebilirmiş. Şimdi bu adama ne dersiniz?
Ayrıca bunlara göre insanlığın ümidi komünist Küba'daymış. Bizi bu salgından Küba ve komünizm kurtaracakmış.
Hadi bunlar dogmatik ve komünist bir kafanın saplantıları diyelim. Uganda işi ne olacak? Yine bir CHP'li çıkmış. Türkiye'ye Uganda'yı örnek gösteriyor ve Uganda'yı övüyor. Uganda virüsle çok iyi mücadele ediyormuş. Küba'dan Uganda'ya geçiş yaptık. Bakalım daha nerelere kadar gideceğiz.
Halbuki teslim aldıkları İBB'yi ne hale çevirdiklerini hep beraber gördük.
En son millete fahiş fiyata gofret satmaya çalışırken ortaya çıkmıştı. Şimdi de zekât fitre dileniyor. Diğer CHP'li belediyelerin açtık dedikleri sahra hastanesi komedisine hiç girmiyorum.
Peki 0,021 hesaplarını gördünüz mü? Üç tane adam çıkmış kameraların önüne almış ellerine bir hesap makinesi ölüm sayılarını vaka sayılarına bölüp 0,021 oranı bulmaya çalışıyor. Böylece Sağlık Bakanlığı'nın verilerinin yalan olduğunu ispatlayacaklar. Biri canlı yayında bölüyor. 0,021 değil 0,026 buluyor. Öteki "olmaz öyle şey. Tekrar hesapla" diyor. Hesap makinesine bile inanmıyor.
Ya son üç gündür ortada olmayan bir kanun teklifini tartışmalarına ne demeli?
Ortada teklif yok. Tasarı bile yok. Bunlar üç gündür "taciz, tecavüz serbest hale geldi" diye dolanıyor ortalıkta.
Hadi buyurun, siz söyleyin. Böyle bir muhalefeti tanımlamak için daha iyi bir tarifiniz var mı?
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
- Koridorun da ötesine geçen bir etkinlik (07.10.2023)
- Terörün farklı yöntemleri (05.10.2023)
- Liberal demokrasiden geriye ne kaldı? (03.10.2023)
- Sivil Anayasa mümkün (02.10.2023)
- Menendez çok da önemli değildi (30.09.2023)
- Zengezur koridoru ve Türk dünyası (28.09.2023)
- CHP’de herkes haklı (26.09.2023)
- Daha adil bir dünya mümkün (25.09.2023)
- Blöf mü, değil mi? (23.09.2023)
- Tesla fabrikası otomobil endüstrisine katkı sağlar (19.09.2023)