İnsan hayatına yatırım yapmak
Bilimsel anlamda dünyanın en gelişmiş ülkesinin sağlık sektöründe ciddi sorunları olduğu iddiası kulağınıza boş bir laf gibi gelebilir. Ama emin olun bu boş bir laf değil. Hayatında bir iki kez Amerika'da hastaneye gitmek zorunda kalanlar ne dediğimi gayet iyi anlayacaktır. Gece acil kapılarında beklemek, sabaha kadar evrak doldurmak, bir doktor görmek için beş saat beklemek gerekir.
Ama asıl sorun hastanelerin nasıl yönetildiği falan değil, insanların bu hastanelere ulaşmakta ve hizmet almakta yaşadığı sıkıntılar. Öylesine bir sigorta ve sağlık ilişkisi vardır ki insan kendisini dünyanın gelişmiş bir ülkesinde değil avcılık ve toplayıcılık düzeninde gibi hissedebilir. Yeterli miktar geliri olmadığı için sağlık sigortası yaptıramayan milyonlarca insandan bahsetmiyorum bile. Sigorta yaptıracak paranız bile olsa onların da karmakarışık düzenlemeleri ve sınırlamaları vardır. Tonlarca para ödersiniz, sigorta yaptırırsınız ama diş tedavisi göremezsiniz. Amerika'da marketlerde diş dolgusu için malzeme satıldığını ve insanların kendi dişlerini amatör yöntemlerle dolgu yaptığını biliyor muydunuz? Yalan gibi değil mi? Hayır gerçek. Daha birçok konu var. Ama uzmanı değilim sadece kişisel tecrübelerimden aktarıyorum. Uzmanı olanlar listesini yapsın görelim.
Fakat kısaca şunu söyleyebilirim. Bizde olduğu gibi ufacık bir sağlık sorununda bile beş kuruş ödemeden tonlarca tektik yaptırmak ve tedavi olmak mümkün değil. Öyle tek bir öksürük için kan tahlili falan yaptıramazsınız. Tomografi, ultrason falan onları hiç görmezsiniz. Çünkü çok pahalıdır. Dev sigorta şirketleri ve sağlık endüstrisi arasında öylesine bir ilişki kurulmuştur ki fiyatları aşağı çekmek neredeyse imkansız gibi. Hastaneler sigorta şirketlerine abartalı fiyatlar sunarken, sigorta şirketleri de bu fiyatları vatandaşa yansıtmaktadır. Neden mi? Çünkü serbest piyasa. Buyur buradan yak. Devlet sağlık sektörü gibi alanlara yatırım yapmayı on büyük günahtan biri gibi görür. Vatandaşa hizmet etmek yerine dev şirketlere boyun eğer. Bu şirketler devasa karlar yapar. Vatandaş da bunu normal olarak görür. Çünkü öyle alıştırılmıştır.
Ancak bizim gibi ülkelerden gidenler bunun ne demek olduğunu anlar. Bildiğim kadarıyla ülkemizde sağlık sigortası kapsamında olmayan kimse kalmadı. Devlet teşhis ve tedaviyi yaptığı gibi ilacına kadar veriyor. Daha yeni şehir hastanelerimiz yapıldı. Eğer bu salgın krizini başarıyla atlatırsak başarıdaki en büyük pay bu yatırımların olacak.
Ama ülkemiz tuhaf memleket. Şehir hastanelerine her türlü muhalefeti yapanlar şimdilerde sahra hastanesi fikrini ileri sürüyor. Anladığım kadarıyla hastane fikrine karşı değiller. Sadece modern binalardan ve insana yarışır hizmetten rahatsızlar. Çadır hastanesi tercih ediyor olabilirler. Ülkedeki muhalefetin muasır medeniyet seviyesinden anladığı çadır devleti galiba.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
- Koridorun da ötesine geçen bir etkinlik (07.10.2023)
- Terörün farklı yöntemleri (05.10.2023)
- Liberal demokrasiden geriye ne kaldı? (03.10.2023)
- Sivil Anayasa mümkün (02.10.2023)
- Menendez çok da önemli değildi (30.09.2023)
- Zengezur koridoru ve Türk dünyası (28.09.2023)
- CHP’de herkes haklı (26.09.2023)
- Daha adil bir dünya mümkün (25.09.2023)
- Blöf mü, değil mi? (23.09.2023)
- Tesla fabrikası otomobil endüstrisine katkı sağlar (19.09.2023)