Erdoğan’ın diplomatik üstünlüğü
PKK'nın sınırımızda devlet kurma hayalini bitirmiş. Tüm bunları Amerika'ya rağmen yapmış.
Tehditlere kulağını tıkamış.
Baskılara boyun eğmemiş.
Amerika'yı beraberindeki terör güçleriyle beraber sınırdan temizlemiş.
Bir ay geçmeden Türkiye Cumhurbaşkanı Beyaz Saray'a davet edilmiş. En üst düzey karşılama yapılmış. Saatler süren görüşmelerden sonra tüm dünyanın gözünü diktiği basın toplantısı yapılmış. Her gelen devlet başkanına kişisel olarak saldırmayı alışkanlık haline getirmiş olan Trump, Erdoğan'la yaptığı basın toplantısında gayet dikkatli ve uslu bir tavır takınmış. Türkiye'nin iddialarına yer vermiş.
Erdoğan'a hayranlığını dile getirmiş.
İlişkileri normalleştirmeye gayret etmiş.
Bakıyorum şöyle genel olarak.
Erdoğan'ın diplomatik üstünlüğü gün gibi ortada.
Hem bu zamana kadar sergilediği manevralar hem de Beyaz Saray'daki tavrı ve konuşmaları bir Türk vatandaşını gururlandıracak cinstendi. Amerika karşısında ezilen bir ülke lideri gibi değil, Amerika'yı kendi çizgisine çeken bir büyük ülkenin lideri gibiydi. Elinizi vicdanınıza koyun ve söyleyin. Dünyada bunu yapabilecek ikinci bir lider var mı?
Türk Amerikan ilişkilerinin en iyi günlerinde dahi Amerikan başkanları bizim liderlerimize küçük müttefik gözüyle bakmış ve ona göre davranmıştır.
Ancak Erdoğan bir süpergücün lideri gibiydi. Sahada kazandığı bir zaferin Beyaz Saray'da anlaşmasını yaptı. Dahası Türk Amerikan ilişkilerinin en büyük krizi çözüldüğünden yeni döneme dair pozitif bir gündemin temelini attı. Tüm dünyanın gözü üzerindeyken Türkiye'ye yapılan büyük haksızlıkları en üst perdeden dile getirdi. Türkiye'nin mücadelesinin Kürtlere değil teröre karşı olduğunu söyledi. Batı medyasının karalama kampanyasını da bozdu. Hatta görünen o ki Türkiye'ye yönelik yaptırım tehditlerinin de önünü kesti. Sözde "Ermeni soykırım" tasarısının bile rafa kaldırılmasını sağladı.
Her şeyden önemlisi artık rasyonel bir müzakerenin zemini kuruldu. Tek bir toplantıda tüm sorunların çözülmesini kimse beklemesin.
Ama artık saldırı ve kuşatmayı kırdık. Amerikalıların gündeme getirdiği S-400 meselesini çok önemsemeye gerek yok.
O iş çoktan bitti. Zaman içerisinde Amerika ikna olmak zorunda kalacak.
S-400 üzerinden de bir yaptırım görünmüyor. Ama maalesef F-35 meselesinde hızlı bir gelişme olmayacak gibi. Trump F-35'leri satmak istiyor ama bir yıl içinde seçime giderken çok hızlı adım atması zor. Ama ileri doğru çok daha iyimser olmak mümkün.
Maalesef Türkiye'de muhalefet bu işi magazine indirgemeye çalışıyor.
Hamasetle gün geçiriyor. Bu tartışmalara hiç gerek yok. Terör projesini çökerttik. Beyaz Sarayda bunu onaylamak zorunda kaldı.
Gerisi teferruat. Diğer krizli meseleler de artık zaman içinde teker teker ele alınır.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
- Koridorun da ötesine geçen bir etkinlik (07.10.2023)
- Terörün farklı yöntemleri (05.10.2023)
- Liberal demokrasiden geriye ne kaldı? (03.10.2023)
- Sivil Anayasa mümkün (02.10.2023)
- Menendez çok da önemli değildi (30.09.2023)
- Zengezur koridoru ve Türk dünyası (28.09.2023)
- CHP’de herkes haklı (26.09.2023)
- Daha adil bir dünya mümkün (25.09.2023)
- Blöf mü, değil mi? (23.09.2023)
- Tesla fabrikası otomobil endüstrisine katkı sağlar (19.09.2023)