Suriye’de adım adım
Suriye'de şimdiye kadar yaptıklarına bakarsanız ne demek istediğimi anlarsınız.
Fırat Kalkanı ve Zeytin Dalı operasyonları da öyle oldu. Barış Pınarı için de ilk günden bu yana söylediği ne varsa onu yaptı. Güvenli Bölge kurulması gerektiğini ve PYD'nin oradan çıkartılması gerektiğini baştan beri söyledi.
"Siz çıkarmazsanız biz gelir çıkartırız" dedi. Bütün bu açıklığına rağmen başta ABD olmak üzere birçok aktör kendi bildiklerini okumaya devam etti. Fakat adım adım ilerleyen Türkiye bir sonraki adımda ne gerekiyorsa onu yaptı. Silah ve diplomasiyi beraber kullandı. Somut sonuçlar almasını bildi.
Suriye'de Türkiye'nin durumunu çok değil bir ay öncesiyle mukayese edin.
Sınırında kurulmak istenen terör devletini çökertti ve teröristleri güneye doğru sürdü.
Hele bir de üç veya beş yıl öncesiyle mukayese ederseniz farkı çok daha net bir şekilde görebilirsiniz. Yalnızlığa itilmek istenen Türkiye bugün Suriye'nin en önemli iki aktöründen biri haline geldi.
Ancak bitti mi? Bitmedi. Mücadele devam ediyor. Erdoğan'ın dün yaptığı konuşmaya bakarsanız stratejik değerlendirmesinin şifrelerini kolayca okuyabilirsiniz.
Erdoğan hala ilk belirlediği prensiplerin üzerinde duruyor. Terör sınırlarımızdan temizlenecek. Suriyeli mültecilerin geri dönüşü için uygun zemin hazırlanacak.
Tam da 150 saatlik sürenin bittiği tarihte bu tür bir konuşma yapmasının anlamı budur. Erdoğan bu işin burada bitmediğini çok iyi biliyor. Suriye'de mücadelenin uzun soluklu olduğunun farkında.
Şimdilik kritik noktalar tutuldu. Diğer ucu açık alanlar zaman içerisinde şekillenecek.
Erdoğan'ın şimdiye kadar olan performansı ümit verici. Suriye meselesini kendi eline aldığı günden bu yana Türkiye hep kazanan taraf oldu.
O zaman geriye ne kalıyor? Türkiye'nin nihai olarak varmak istediği iki sonuç PKK'nın tamamen çökertilmesi ve Suriyeli mültecilerin ülkesine huzur içinde dönmesi.
PKK sınırdan atıldığı için çökertilmesi için de zaman ve zemin kazanılmış oldu.
Suriye'nin güney bölgelerinde tutunması çok zor. Zaten bu nedenle ABD sürekli PYD'yi meşrulaştırma adımları atıyor.
PYD'yi askeri güçle tutmanın zorluklarını anladılar. Geriye fazla seçenek kalmadığı için PYD reklamına hız verdiler. Ama bu aslında somut etkinliğin tükenmeye başladığı anlamına gelir. Zaman içerisinde Türkiye'nin PYD'ye karşı sahada atabileceği başta istihbari faaliyetler olmak üzere çok fazla seçenek var. Aceleye gerek yok.
Mülteciler konusu biraz daha karmaşık.
Suriye'nin kuzeyinde bu konu için hala ciddi pazarlıklar yapılacak. Rusya bu konuyu İdlib'le beraber masaya yatırmak isteyebilir.
Ancak bu noktaya gelmenin biraz zaman alacağını hepimiz biliyoruz. Rusya önce tek taraflı bir çözüm empoze etmeyi deneyebilir. Ancak artık Türkiye'nin eli çok daha güçlü. Pazarlık şansı daha yüksek.
Bu nedenle Rusya'nın nihai bir statüye doğru "al-ver" müzakerelerini çok daha somut bir zemine oturtmaya razı olacağını düşünüyorum. Bu işten iki tarafın da kazançlı çıkması çok mümkün.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
- Koridorun da ötesine geçen bir etkinlik (07.10.2023)
- Terörün farklı yöntemleri (05.10.2023)
- Liberal demokrasiden geriye ne kaldı? (03.10.2023)
- Sivil Anayasa mümkün (02.10.2023)
- Menendez çok da önemli değildi (30.09.2023)
- Zengezur koridoru ve Türk dünyası (28.09.2023)
- CHP’de herkes haklı (26.09.2023)
- Daha adil bir dünya mümkün (25.09.2023)
- Blöf mü, değil mi? (23.09.2023)
- Tesla fabrikası otomobil endüstrisine katkı sağlar (19.09.2023)