Toz ve duman
Dün bunun en açık sonucu PYD ile Esad'ın Münbiç'teki tavrı oldu. PYD kendini Esad'ın kucağına attı. Bu alışık olmadığımız bir durum değil. Bir benzerini Zeytin Dalı Operasyonu sırasında Tel Rıfat'ta da görmüştük.
Ama asıl önemli olan PYD ve Esad arasındaki yakınlaşma değil. Onlar nihayetinde sahadaki mayın eşeği. Kendilerine müsaade edilen ne varsa onu yapmakla görevli. Eğer Rusya Münbiç konusunda Esad'a göz yummasa Esad bu işe tek başına kalkışamazdı. Zaten sonrasında Rus askerlerinin de bölgeye aktığını gördük. Dahası bu işin içerisinde Amerika'nın da bulunduğunu görmek lazım.
Amerika'da yoğun baskı altında kalan Trump ateşkes gibi zaman kazanma amaçlı bir yönteme bu yüzden başvuruyor. Tabii ki Türkiye böylesi bir teklifi prensip olarak reddetti. Erdoğan "terör örgütüyle masaya oturmayız" dedi. Gelen Amerikan heyetinin derdi de bu. Hatırlayın. Hep Amerika bizi oyalamanın peşindeydi. Görüşmelerde şimdi biraz da onlar oyalansın. Türkiye için durum oldukça net. PYD'nin 30 kilometrelik hattan çıkartılması lazım. İster kendi gider. İster zorla çıkar. Amerikan tarafı görüşmek mi istiyor? Buyursunlar gelsinler. Ama bizim siyasetimiz gayet basit ve net. Cumhurbaşkanı Erdoğan diplomatik görüşmelere kapıyı hiç kapatmasa bile kendi durduğu yerden gayet açık biçimde ilkelerini dile getiriyor.
Amerikan heyeti apar topar geldiğinde karşısında bulacağı budur. Şimdi kilit nokta Ayn el Arab. Amerikan tarafı "buraya girmeyin" diyecek. Fakat Azerbaycan dönüşü Erdoğan bunu da gayet açık biçimde dile getirdi. "Ayn el Arab güvenli bölge planlarımız içindedir" dedi.
O nedenle biraz elimizi çabuk tutsak iyi olur. Askeri planlamayı bilemiyoruz ama bir an önce Ayn el Arab'da kontrolü sağlamak operasyonun hedefleri bakımından önemli. Amerika Münbiç'i önemsemediğini gösterdi. Ama Münbiç'in hemen kuzeyindeki Ayn el Arab herkes için önemli. Amerika kendisi koruyamayacağı için Münbiç kararıyla Rusya'nın ve rejimin bu bölgeye yaklaşmasını sağladı. Rusya şimdi Amerika'ya daha yakın bir konum alır mı derseniz. Muhtemeldir. Nihayetinde kimse babamızın oğlu değil. Ama Rusya şimdiye kadar yürütülen mekanizmayı dağıtmak ve Suriye savaşının başına dönmek ister mi? Şimdilik hayır. Putin yayılmayı tercih eder. Ama sınırsız bir yayılma hevesi kimsenin lehine olmaz. Amerika'yı mutlu etmek istediğini sanmıyorum. Putin bundan sonra önüne düşenleri toplamak eğiliminde olacaktır.
Türkiye tabii ki bütün bu seçenekleri değerlendiriyor. Her türlü senaryo çalışılıyor. Kararlı biçimde yürütülüyor. Diğer aktörler de kendi çıkarlarına uygun olarak Türkiye'nin kurduğu oyunu bozmak isteyecektir. Ancak bundan hareketle operasyonun göbeğinde milletin moralini bozacak şekilde sistemli korku pompalamamak lazım. Her askeri harekatın riskleri ve maliyetleri vardır. Ancak bazen hem risk hem de maliyeti göze almazsanız, kaybedersiniz. Kimse topyekûn kazanamaz. Ancak Türkiye kaybeden de olmayacak.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
- Koridorun da ötesine geçen bir etkinlik (07.10.2023)
- Terörün farklı yöntemleri (05.10.2023)
- Liberal demokrasiden geriye ne kaldı? (03.10.2023)
- Sivil Anayasa mümkün (02.10.2023)
- Menendez çok da önemli değildi (30.09.2023)
- Zengezur koridoru ve Türk dünyası (28.09.2023)
- CHP’de herkes haklı (26.09.2023)
- Daha adil bir dünya mümkün (25.09.2023)
- Blöf mü, değil mi? (23.09.2023)
- Tesla fabrikası otomobil endüstrisine katkı sağlar (19.09.2023)