Türkiye’nin gücü
Suriye iç savaşı için çok şey söylenebilir. Nasıl başladığını bir kenara bırakın neye evrildiğine bakın. Suriye bölünecek ve içinden küçük bir İsrail çıkartılacaktı. Gözümüzün içine baka baka yıllarca her türlü desteği bir terör örgütüne verdiler. Müttefikimiz dediğimiz ülkeler son beş senede kuyumuzu kazmaktan başka iş yapmadılar. Ancak Türk devleti çadır devleti olmadığını gösterdi. Türk ordusu derme çatma bir Ortadoğu ordusu değildir. Boşuna deme- di Cumhurbaşkanı Erdoğan. Arap Birliği'ndeki tüm ülkeleri toplasanız "bir tek Türkiye etmez" diye. Bu sadece siyaseten söylenmiş bir laf değil. Boş bir hamaset hiç değil. Gerçekten yürüyen operasyonun siyasi ve askeri düzeylerine baktığınızda dünyada bunu yapabilecek devlet ve ordunun bir elin parmaklarını geçmediğini görürsünüz. Ki bunların en güçlüsü Amerika bile türlü felaketlere imza atmıştır.
Şöyle bir düşünün. Dünyada kaç ülke sınırından ABD'yi çıkartabilir. Dünyada kaç ülke böylesine yoğun bir baskıya direnebilir. Amerikan tarafı bile bunun hakkını vermek zorunda kaldı. Tabii buradan anlamsız sonuçlar çıkarmaya gerek yok. ABD hâlâ çok güçlü bir aktör. Ancak onun da sınırları var. On yıllarca bu bölgede yaptıkları gereksiz savaşlar nedeniyle hem toplum hem de elitler yeni askeri operasyonlara dair bıkkınlık içerisinde. Savaşa girmemek Amerikan siyasetinin en belirleyici ve kabul gören beklentisi haline dönüştü. Bunun üzerine bir de Trump ve Amerikan devleti arasındaki gerilim eklendiğinde ABD'nin sınırımızdan çekilmekten başka şansı kalmadı.
İşte bu diplomatik analiz ve askeri kapasite sayesinde oldu. Türkiye'nin hava gücü, yıllardır üretimine hız verdiği yerli silahları olmasaydı yani Amerikan tarafı bizim buna cesaret edemeyeceğimizi düşünseydi kesinlikle çekilmezdi. Cumhurbaşkanı Erdoğan bilgiçlik taslayan ama boş konuşan tonlarca adamın aksine durumu çok iyi analiz etmiş. Bir stratejiyi adım adım işlemiş. Trump'ı sıkıştırmış ve sonuç almış. Bunu yaparken de inşa ettiğimiz devlet gücüne dayanmış. Hatırlayın "Rusya ve Amerika birleşip Suriye'de Türkiye'nin canına okuyacak" diyenleri. "Şimdi sesleri kesilmiştir" diyebilirsiniz.
Hayır kesilmedi hâlâ birileri topluma korku salmaya çalışıyor. Esad saldıracakmış Rusya gelecekmiş. Her türlü karamsar ihtimali bulup çıkartıyorlar. Tabii ki bir ihtimal olarak çekişme uluslararası siyasetin doğasında var. Ama biz şimdiye kadar en kritik olanı çözmüşüz. Bundan sonra da önümüze bakarız.
Bırakın artık heveslerinizi analiz olarak sunmayı. Türkiye sizin eskiden bildiğiniz Türkiye değil. Sorunlarıyla kendi başına yüzleşebilecek ve bölgede dengeleri gerçekten belirleyebilecek bir konuma geldi. Bunun tadını çıkartalım. Daha fazla başarı için çalışmaya devam edelim.
Ayrıntılar için lütfen tıklayın.
- Koridorun da ötesine geçen bir etkinlik (07.10.2023)
- Terörün farklı yöntemleri (05.10.2023)
- Liberal demokrasiden geriye ne kaldı? (03.10.2023)
- Sivil Anayasa mümkün (02.10.2023)
- Menendez çok da önemli değildi (30.09.2023)
- Zengezur koridoru ve Türk dünyası (28.09.2023)
- CHP’de herkes haklı (26.09.2023)
- Daha adil bir dünya mümkün (25.09.2023)
- Blöf mü, değil mi? (23.09.2023)
- Tesla fabrikası otomobil endüstrisine katkı sağlar (19.09.2023)